Gökova Pedallarımın Altında

Muğla Bisiklet Platformunun aylar öncesinden hazırlığına başladığı bu organizasyon için gün sayıyordum. Erzincan?dan tek katılımcı benim. Muğla’ya gidebilmek için haftalar öncesinden otobüs biletimi alıyorum. Proje tarihinden 3-4 gün önce varıyorum organizasyonun başlangıç noktası olan Akyaka’ya. 100’e yakın katılımcısı olan bu organizasyon Türkiye’de bir ilk. Benim içinde bir ilk. Çünkü ilk defa bu kadar çok bisikletçi ile pedal basmanın heyecanı var. Daha önce max. 30 kişi ile pedallamıştım. Organizasyonun başlamasına bir gün kala katılımcıların bir çoğu geliyor. Muğla Bisiklet Platformu her şey için çalışmış. İlk akşamın yemeğini ikram ediyorlar. Menümüz ise Balık-Ekmek. Akyaka’da Kadın Azmağına demir atmış bir teknede yiyoruz Balık-Ekmek’lerimizi.

24 Ekim akşamı Organizasyon Yönetimi ve tarafından katılımcılar ile birlikte teknik toplantı yapılıyor. Akyaka Belediye Başkanımız Sayın Ahmet ÇALCA katılımcılara küçük bir hoş geldiniz konuşması yapıyor.

25 Ekim sabahı tüm katılımcıların hepsi tamamlanıyor ve Akyaka Yücelen Otel?in ikramı olan kahvaltımızı yapıyoruz.

Organizasyona Antalya’dan katılan İlknur ve Ender ALICIOĞLU Çifti;

Denizli Bisiklet Platformu kurucu ve üyeleri Cahide ve İsmail AKMAN Çifti ve Platform üyesi arkadaşlarımız;

Ankara, İstanbul ve Eskişehir’den katılan arkadaşlarımız;

Organizasyonun başlamasına dakikalar kaldı artık. Kahvaltıda bize eşlik eden Muğla Belediye Başkanı Dr. Osman GÜRÜN açılış konuşmasını yapıyor,

Hareket etmek için tüm arkadaşların toplanmasını bekliyoruz. 4 gün sürecek serüvene birazdan start vereceğiz. Sabırsızca bekliyoruz.

Start verildikten 2 km sonra toplanmak için Maden İskelesinde geride kalan grubu bekliyoruz. İki gruba bölünüyoruz. Ön ve arka grup olarak.

Organizasyon boyunca en arkada bir Ambulans ve Teknik servis aracı sürekli bizi takip ettiler. Yerleşim yeri ve kalabalık yollarda ise Polis Eskortluğunda yol aldık.

Ön grup Akbük Koyuna girerken arka grup ise yavaş yavaş yola devam ediyordu. Stabilize yolda rampa tırmanıyoruz. Hayatımın en eğlenceli tırmanışlarıydı bile diyebilirim.

Fazla zaman kaybetmeden yola devam ediyoruz. Biraz önce yanında olduğumuz Akbük Koyu şimdi ise ayaklarımızın altında,

Öğle yemeği için Ören’e varmış bulunuyoruz. Ören Belediye Başkanı konuşma yapıyor yemek esnasında. Yorucu tırmanışlarda kaybettiklerimizi fazlası ile burada alıyoruz..

Gökova Körfezine kara bir leke gibi kondurulan Ören Termik Santrali;

Geceyi geçireceğimiz Çökertmeye çok az bir yolumuz kaldığını öğreniyoruz. Hava kararmadan çadırlarımızı kurmak istiyoruz.

Çok geçmeden Çökertmeye varıyoruz. Çadır için uygun yer seçiyoruz. Kimi plaja, kimi ağaç altına, kimi de düz bir zemine çadır kurmak için telaşe başlıyor. Gece yağmur yağabilir düşüncesi aklımızın bir köşesinde tabi?

Sabah kalk zili 7:00’de. Kahvaltıyı biran önce yapıp zorlu bir Mazı rampasını çıkmak için sabırsızlanıyoruz.

Bazı arkadaşlarımız ise araç ile çıkmayı uygun görüyorlar. Bisikletlerini yanımızda gelen araca yüklüyoruz. Diğer bir minibüs ile yukarı kadar çıkıyorlar. Yukarıda bizleri bekliyorlar. Birkaç saat içinde bizde yukarı çıkıyoruz. Çaylarımızı yudumlarken dinleniyoruz da tabi. Sonra yola devam ediyoruz. Organizasyon komitesinin uyarılarını dikkate alarak yol alıyoruz. Biraz sonra dik ve tehlikeli bir inişin olduğunu söylüyorlar. Dikkatli bir şekilde iniyoruz. İnişten sonra düz bir yolda ilerliyoruz bir süre sonrasında öğle yemeği durağımız Mumcular’a varıyoruz. Menü ekmek arası kavurma,köfte.

Yemeğin ardından dinlenmeye çekiliyoruz. Mumcular Belediye Başkanı gelip küçük bir konuşma yapıyor..

Tatlı bir rampa çıktıktan sonra Bodrum’a doğru inişe geçeceğimiz duyumunu alıyorum. Ama ne tatlıymış ancak çıkan bilir.

Rampanın ardından güzel bir iniş yapıyoruz. Devamında deniz kenarından düz bir yolda ilerliyoruz. Bu defa ise rüzgar gitmemize engel oluyor. Yavaş tempoda ilerliyoruz. Bodrum’a çok az bir yolumuz kala bir köyde toplanıyoruz. Bodrum’dan basından arkadaşlar geliyorlar. Yurtdışından katılan misafirlerimiz ile röportaj yapıyorlar.

Polis eksortu bekliyoruz. Bodrum’a tüm grup birlikte girmemiz gerekiyor.

100’e yakın bisikletçi hep birlikte düzgün bir sıra halinde Bodum’a giriş yapıyoruz. Kamp yapmak için Gümbet’e doğru yöneliyoruz.

Herkes çadırını kurmakla meşgul, kuranlar ise denize girmekle. Bende daha fazla dayanamayıp atlıyorum denize. Sonrasında akşam yemeği için toplanıyoruz. Muğla’nın meşhur keşkek’ini kaşıklıyoruz. Beğenenler ve beğenmeyenler var tabi.

Akşam Bodrum’u gezmek için merkeze gidiyoruz. Arkadaşlarımız ile gezip tozup tekrar kamping alanına dönüyoruz ve ben çadırıma kapanıyorum.

Sabah Datça’ya gidebilmek için limana yöneliyoruz. Feribot bizi bekliyor. Araçlar, bisikletler, insanlar her şey yerleştikten sonra feribot 2,5 saat süreceği yolculuğa başlamış bulunuyor.

Limandan çıkma anı;

Feribotta bizlere ikram edilen sandviçlerimizi kahvaltımız olarak yiyoruz. Feribot Datça Limanına yanaşırken inmek için hazırlıklar da başlıyor. Yine ikişerli sıra halinde Datça ilçe merkezinde turluyoruz. Ardından öğretmenevinde öğle yemeği için toplanıyoruz. Bisiklet denince akla gelen isimlerden Gürsel AKAY konuşmasını yapıyor, Dünya Gezgini Ahmet Mumcu alıyor ardından mikrofonu. Zevkle dinliyoruz.

Yemeğin ardından iki gruba ayrılıyoruz. Direkt Aktur kamp alanına gitmek isteyenler ve Eski Datça’yı gezip görmek isteyenler? Ben buraya kadar gelmişken Eski Datça’yı da görmeden gitmeyeyim diyen gruptaydım.

Eski Datça Sokaklarında gezerken;;

Eski Datça’yı gezdikten sonra Kamp alanına doğru yola çıkıyoruz hep birlikte. Datça’dan 3 bisikletsever arkadaşlarımızda bizlere eşlik ediyorlar.

Aktur Kamp alanına kampımızı kurduktan sonra yine hemen denize koşuşturuyoruz. Yazın son meyvelerini topluyoruz. Erzincan’da çetin kış şartının olduğu haberini alınca ayrı bir keyifle giriyoruz denize. Akşam yemeğimizi yedikten sonra plajda arkadaşlar ile laflıyoruz. Saat geç olunca herkes çadırına gidiyor ardından.

Sabah kahvaltısının ardından yine rampalı yollar bizi bekliyor.

Aktur Kamping;

İnişler çıkışlar eşliğinde ilerliyoruz. Arkamda görünen yer Çubucak;

Marmaris’e 18 Km kala Hisarönü’de öğle yemeği için mola veriyoruz. Uzun uzun dinlenmeye vaktimiz oluyor. Fazla açıkmadığım için arkadaşlar pideleri midelerine indirirken ben ayran içmekle meşgul oluyorum.

Yola devam;;

Marmaris artık görünüyor. Son durağımıza dakikalar kaldı. İçimi bir hüzün kaplıyor. Ayrılık vaktinin geldiğini hisseder gibiyim.

Marmaris’e yine grup halinde giriyoruz. Şehir içine girmeden eskort eşliğinde kamp alanımıza doğru yöneliyoruz.

Kamp alanına varıyoruz. Kamp kuracaklar çadırlarını kuruyor. Akşama geri dönecekler ise hazırlıklarını yapıyorlar. Hep birlikte Marmaris Belediyesinin ikramı akşam yemeğimizi yedikten sonra teker teker ayrılıyor arkadaşlarımız. İstanbul’a, Ankara’ya, Bursa’ya, Balıkesir’e ve İzmir’e gidecekler sırası ile ayrılıyorlar. Geriye kalanlar ise Muğla’lı arkadaşlarımız ve bisikleti ile Fethiye’ye kadar gitmek isteyen arkadaşlarımız.

Bir organizasyonu daha burada noktalıyoruz. Gelecek yıl Gökova Körfezine tekrar geleceğimizi söyleyerek ayrılıyoruz.

Muğla Bisiklet Topluluğuna sonsuz teşekkürlerimi sunarım…

Gökova Pedallarımın Altında” üzerine 4 düşünce

  • 18 Eylül 2008, 01:39
    Permalink

    serkancım:)yeni siten,yeni haliyle tekrardan hayırlı olsun:) inşallah 1,5 ay sonra tekrardan aynı güzellikleri paylaşıcas:)

  • 19 Eylül 2008, 01:41
    Permalink

    Hayırlı olsun Serkan Abi.Hızına yetişemiyoruz bari siteden takip edelim seni…
    Rüzgarın hep arkandan esmesi ve tekrar birlikte pedallamak dileğiyle

  • 19 Eylül 2008, 02:35
    Permalink

    gün geçmeye ki yeniliklerle karşımıza çıkmayasınız…umarım enerjiniz hiç bitmez.yeni siteniz hayırlı olsun.

  • Geri izleme:Gökova Pedallarımın Altında-2

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.