14 Mayıs 2017
Merhaba arkadaşlar,
Yeni bir tur, yeni bir rota ile karşınızdayız. Bu defa istikamet Bozcaada… Dolu dolu geçen bir gün ve geride kalan birçok anı.
Bir Bozcaada turu planlayıp sayfamda paylaştım. Cumartesi gece yola çıkıp pazar sabahı Ezine’ye varacağım. Oradan bisikletle Geyikli iskelesine kadar pedallayıp ardından feribotla Bozcaada’ya geçeceğim. Oradaki rotamı tamamladıktan sonra bu defa deniz otobüsüyle Çanakkale merkeze dönüp gece otobüsle tekrar Muğla’ya geri döneceğim. Evet, oldukça yorucu ve tempolu bir program. Aslına bakarsanız arkadaşlarımın eşlik edeceği hiç aklıma gelmemişti. Ama Bozcaada’nın güzelliği yolun yorgunluğundan daha ağır basmış olacak ki Şennur ve Hande biz de geliyoruz dediler. Tek başıma giderim herhalde dediğim turda artık üç kişiyiz. Bu arada Bozcaada’da çalışan arkadaşım Ayşegül’e de mesaj yazmıştım, vakti olursa Bozcaada’da eşlik etmesi için. Bakalım Bozcaada’ya ulaşınca belli olacak.
Cumartesi akşamı Muğla otogarında bisikletlerimizi katlamış otobüsün gelmesini beklerken tur enerjimiz geldi bile. Üç katlanır bisikletle gidiyoruz. O nedenle otobüsler almaz endişesi yaşamıyoruz. ?
Otobüs gelince hemen bagajın bir tanesine bisikletlerimizi yerleştiriyoruz. Bu arada Ezine’ye sabah saatinde ulaşmak için İzmir aktarmalı gidiyoruz. Muğla’dan direkt giden otobüsler gecenin bir vakti vardığı için bize uygun değil. Tabii bu durum extra yorgunluk demek oluyor.
Muğla’dan İzmir’e gelip bir saat kadar bekledikten sonra Ezine otobüsüne biniyoruz. Tek düşüncemiz otobüste uyumak. Sabaha dinç olmak istiyoruz. Yola çıktıktan hemen sonra uyuyorum ama birkaç saat sonra otobüs mola veriyor. Umursamayıp uyumaya devam etmeye çalışıyorum. Yarı uyur yarı uyanık en azından gözlerimi dinlendirmeye çalışıyorum. Hande de aynı durumda ama Şennur pek uyur gibi görünmüyor.
Otobüs Edremit’i geçtikten sonra çok sık durup kalkıyor. Akçay’dı, Altınoluk’tu, Küçükkuyu’ydu derken zırt pırt duruyoruz. Tabii bizim uyku artık bitti gitti. Üstüne üstlük otobüs bir yolcuyu indirmeyi, farklı bir yolcuyu da almayı unutunca bizim yolculuk tam bir komedi oluyor. Bir ileri, bir geri gidip duruyoruz. Güler misin, ağlar mısın.
Neyse sağsalim Ezine’ye ulaşıyoruz ve otobüsten dışarıya atıyoruz kendimizi. Bisikletlerimizi de bagajdan alıp hemen kuruyoruz. Kahvaltımızı feribota binmeden önce Geyikli’de yapacağız. Otogarın hemen yanında bulunan petrol istasyonunda üzerimizi değiştirip pedalları çevirmeye başlıyoruz. Yolculukta yaşanan onca şeye rağmen bisikletlerimizin üzerinde mutluyuz. ?
Ezine, Geyikli yolu epey dar bir yol ve kamyon trafiği yoğun. Her zaman mı böyle yoksa bize mi denk geldi bilemiyorum. Dikkatli ve korkuyla pedal çeviriyoruz. Arada durup fotoğraf çekmeyi ihmal etmiyoruz tabii…
Hedefimiz Bozcaada’ya 10 km kalmış, tabii asıl turumuz orada olacak. Şuan sadece adaya ulaşmaya çalışıyoruz.
Yolumuz üzerinde bir sürü gelincik tarlası var. Çok güzel görüntüler oluşturuyor. Bir tanesinde durup fotoğraf çekmeden edemedim.
Geyikli köyüne ulaşınca çay/kahve içeceğimiz yer bakınıyoruz. Bu sırada 8.00 feribotuna yetişemeyeceğiz. O nedenle kasmadan rahat rahat kahvaltımızı yapacağız. Menümüzde Hande’nin annesinin yaptığı poğaçalar var. Kaç tane yedim hatırlamıyorum. ?
Kahvaltıdan sonra iskeleye doğru yola çıkıyoruz. Bu sırada arkamızdan bir ses geliyor. Dönüp bakınca bir de ne görelim? Karşımızda Bodrum’dan arkadaşlarımız Seçkin ve Kerim. Şaşkınlığımızı attıktan sonra nerden çıktınız, nasıl geldiniz diye soruyoruz. Meğer dün gece gelmişler ve sahilde çadır kurmuşlar. Vay arkadaş, artık 5 kişi devam edeceğiz yolumuza. Bu sürprizle enerjimiz iyice tavan yapıyor. Tur 5’lisi gelincik tarlasında hemen bir fotoğrafı hak etti. ?
Feribot için biletlerimizi alıyoruz. Biletler gidiş/dönüş şeklinde satılıyor. Bozcaada’dan Geyikli’ye dönüşte bilet soran eden yok yani. Kişi başı 7 TL ödüyoruz.
Yaklaşık yarım saat süren feribot yolculuğundan sonra Bozcaada’ya ulaşıyoruz. Biz dönüşü geriye Geyikli’ye değil Çanakkale’ye deniz otobüsüyle yapacağımız için bilet almamız gerekiyor. Gişe 10.00’da açılacakmış, hemen meydanda bir kafeye oturup bekliyoruz.
Biletlerimizi aldıktan sonra artık tura çıkma vakti geliyor. Tam pedallar dönüyor ki telefonum çalınca duruyorum. Arayan Ayşegül, nerede olduğumuzu sorarken tam karşımızda beliriyor. Burada Ayşegül ve Fatih ile tanışıyoruz ve tura 7 kişi olarak devam ediyoruz. Rota hakkında Ayşegül’e biraz bilgi veriyorum, sağolsunlar bize burada rehberlik yapıyorlar.
Adanın en batı ucuna gidiyoruz. Ama bir yere kadar tabii, rüzgar gülleri işletmesi olduğu için daha ilerisine gidemiyoruz. Adanın bazı kısımları kurak çöl manzarası gibiyken, bazı kısımları ise yemyeşil ormanlık.
Bu noktada tüm ekiple birlikte fotoğraf çekiliyoruz. Kısa bir soluklanmanın ardından tekrar tura kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Bazen rüzgar, bazense rampalar bizi zorluyor ama yine de pedal çevirmekten keyif alıyoruz.
Katlanır bisikletlerimiz Dahon’lar ile pedallamaya devam.
Ayazma Plajında Vahit’in Yerinde ilk molamızı veriyoruz. Soğuk içeceklerimizi yudumlarken yanında da birşeyler atıştırıyoruz. Bu noktada Ayşegül ve Fatih’ten ayrılıyoruz. Tekrar beş kişi olarak devam edeceğiz.
Molanın ardından tekrar bisikletlerimizin başındayız. Koy manzaralarını izleyerek pedal çeviriyoruz. Ara ara kısa rampalar çıkıyor karşımıza ama alt etmemiz uzun sürmüyor. ?
Hande uzun zamandır bisiklete binmemiş olmasına rağmen kondisyonu hiç fena değil. Grupla birlikte pedal çeviriyor.
Ege Denizinin muhteşem manzarasında durup seyre dalmamak elde değil. İnsanın içini bir huzur kaplıyor.
Turcuların hepsi yine aynı karede… ?
Bu bölgede sık sık durmak zorunda kalıyoruz. O kadar güzel yerlerden geçiyoruz ki fotoğraf çekmeden olmaz.
Çok az fotoğraf çekilirim, bunlardan bir tanesi Hande’nin objektifinden çıkıyor.
Uzun süre sahilde pedalladıktan sonra iç kısımlara giriyoruz. Ormanlık alanlarda sanki başka yere gelmiş gibiyiz. Trafik yok denecek kadar az ve çok huzurlu yerlerde pedallıyoruz. Keyfimize diyecek yok.
Uzun bir süre su kaynağına rastlamadığımızdan susuz kalınca, önümüze çıkan ilk evden su istemek zorunda kalıyoruz. Dudaklarımızı ıslatacak kadar su alıp tekrar yola devam ediyoruz. Neyse ki çok geçmeden bir çeşme beliriyor.
Buradan bir süre sonra başladığımız yere geri dönüyoruz. Tabii durmadan Bozcaada’nın ara sokaklarını keşfetmeye devam ediyoruz.
Oldukça eski görünen saat kulesi altından geçiyoruz.
Evler ve bahçelerinden taşan asmalar çok güzel manzara oluşturuyor.
Bozcaada kalesinin içini gezemesek de dışından da ne kadar güzel olduğu belli oluyor.
Ara sokaklar arada bizi denizle birleştiriyor. Karşımızda Çanakkale’ye gidecek olan deniz otobüsü ve Geyikli’ye gidecek feribot görünüyor.
Bir süre dolaştıktan sonra marketten içecek bir şeyler alıp sahilde bir yerde oturuyoruz. Burada vakit geçirmek oldukça keyifli.
Ada içinde bir yerden daha geçmek istiyoruz ama sadece Seçkin, Kerim ve ben gidiyoruz. Şennur ve Hande Bozcaada’da dolaşıp alışveriş yapmak istiyorlar.
Yaklaşık 15 – 20 km kadar pedalladıktan sonra tekrar geri geliyoruz. Burada artık Seçkin ve Kerim’le ayrılma vakti geliyor. Onlar Geyikli’ye geçip araçlarıyla Bodrum’a dönecekler. Biz de 18.00’de Çanakkale’ye geçeceğiz. Bozcaada’dan ayrılmadan önce ilçe tabelası olmadığı için belediye önünde hatıra fotoğrafımı çekilmeyi ihmal etmiyorum.
İki saati bulan yolculuktan sonra Çanakkale’ye varıyoruz. Limandan Truva Atının yanına gidiyoruz. Buraya kadar gelmişken arkadaşlarım da görsünler istedim. Daha önce gördüler mi bilmiyorum tabii. ?
Buradaki planımız şöyle devam ediyor. Bir arkadaşım bana bir lokantayı ve oranın güzel bir yiyeceğini tavsiye etmişti. Arkadaşlarımı ardıma takıp Çanakkale’nin çıkışında bulunan bu yere gidiyoruz. Mekan oldukça güzel bir yer ama biz de o kadar sefil durumda bisikletçileriz. Utana sıkıla oturup siparişimizi veriyoruz. Yemeklerimiz geliyor, yanında birkaç bardak içecekle keyfimiz devam ediyor. Derken yan masadan bir çiftle tanışıyoruz ve muhabbet iyice koyulaşıyor. Otobüs saatimiz yaklaştı ama biz bir türlü gidemiyoruz. Zengin kalkışıyla çifte veda edip otogarın yolunu tutuyoruz.
Akşam karanlığında zar zor otogara ulaştık, otobüs geldiğinde kendimizi koltuklara atıp sızıyoruz. Muhteşem bir turu daha sonlandırdık.
Ezine, Geyikli, Bozcaada, Çanakkale Güzergah Haritası:
Kalemine sağlık. 2011 de hemen hemen aynı rotayı yapmıştım. Biraz daha dağlara taşlara vurmuştum. Ya o bsiklet yolunu hiç fark etmemiştim mesela orman içinde geçtiğiniz. Güzel bir yerdi fakat biraz pahalıydı diye hatırlıyorum. İnşallah bir gün eskisi gibi birlikte pedallarız Serkan Öpeyrum
Öncelikle yazınızı okudum çok güzek anlar geçirmişsiniz teşekkür ederiz
Benim size sorum Şu olacak eşimle birlikte katlanır bisikletlerimiz var. Bozcaadaya feribotla geçerken katlanır bisikletler için herhangi bir ekstra ücret istiyorlar mı?
Merhaba Yeliz Hanım,
Bisiklet için herhangi bir ücret ödenmiyor. İyi turlar…