Çukurova Bisiklet Gezisi 2.Gün (Kozan, Sumbas, Kadirli, Osmaniye)

28 Ocak 2020

Turun ikinci gününden herkese selamlar.

Sabah 8.00’de kahvaltımızı yapıp, 8.30 gibi yola düşüyoruz. Bugün Kozan’dan Osmaniye’ye kadar yine normal yoldan değil, gitmediğim ilçelerden geçerek gideceğiz. Öncelikle Kozan’dan Sumbas’a, ardından Kadirli ve Osmaniye rotasını izleyeceğiz. Rotayı buraya gelmeden önce GPS cihazıma yüklemiştim. Onun yönlendirmesiyle yolumuzu bulacağımıza inanıyoruz.

Kozan ilçesi çıkışında yine üç kişi pedal çeviriyoruz. Levent Abi aracıyla Kadirli’ye gidip oradan bize doğru pedal çevirecek.

Buradan Sumbas’a kadar yolumuz biraz sıkıntılı olacak. Bazen köy yollarından bazense tarlalardan geçerek devam edeceğiz. İlçe çıkışında kısa bir tırmanışla yolu hissetmeye başlıyoruz.

Günün ilk saatlerinde böyle çıkışlar iyi oluyor. Isınmak için rampa tırmanmak en güzel yöntem. 😉

Keçiler dağlarda otlarken bizlerde keçiler gibi tırmanmaya devam ediyoruz. Keyiflerimiz yerinde. 😉

Her çıkışın bir inişi olduğu için bizde o güzel ana geldik. Buraya kadar oldukça ısınmıştık, buradan sonra üzerimizi iyice koruyarak inişe hazırlanıyoruz.

Ekip sağlam, bu ekibe yol mu dayanır?

Bir süre ilerledikten sonra yoldan ayrılarak ara bir yola sapıyoruz. Kanal yanında toprak yolda ilerliyoruz. Bu yolun sonu nereye çıkar bilmeden. 🙂

Turun her anından keyif almak istediğimiz için çokta takmıyoruz kafamıza. Çizdiğim rotaya göre muhakkak bir yer çıkacak karşımıza.

Derken iki amcanın yolu kapattığını görüyoruz. Ağacı kökünden mi kesmişler, yoksa budamışlar mı bir türlü anlama veremedim. Ama yolu kapatmak nedir arkadaş. Zor bela bisikletlerimizi kucaklayarak burayı aşıyoruz.

Tekrardan kaldığımız yerden yola devam ediyoruz. Portakal bahçeleri arasında enfes kokular eşliğinde yolumuzdayız.

Portakal bahçeleri kendini kavak ağaçlarına bırakıyorlar. Hedefimize biraz daha yaklaşıyor olmanın mutluluğu var içerimizde.

Bir süre sonra GPS’in gösterdiği yol bir tarlaya, devamında ise bir dereye çıkıyor. Yani yolun bittiği yere geliyoruz. Nasıl olur böyle bir şey çıkar karşımıza anlayamıyorum. Bu durum oldukça canımızı sıkıyor ve keyfimizi kaçırmaya yetiyor. Bir süre geldiğimiz yöne geri dönüp farklı bir yol arayışına giriyoruz. Ayrıntılı rotamızı yazının en altında bulunan haritadan görebilirsiniz. 🙂

Karşımıza çıkan birkaç kişiye Sumbas’a giden yolu soruyoruz ve nihayetinde zorda olsa yolu bulup ilçeye giriş yapıyoruz. Saat 11.45 gibi Sumbas’a ulaşıp ve Levent Sevil’le buluşuyoruz. Aracı Kadirli’ye bırakmış ve buraya kadar pedal çevirmiş. Buradan sonra birlikte devam edeceğiz.

Sumbas oldukça küçük bir ilçe, kaymakamlığın bulunduğu bir meydan var ve marketler kahveler buranın etrafında bulunuyor.

İlçe giriş tabelasında fotoğraf çekilip Kadirli’ye doğru yol alıyoruz.

Oldukça dar bir yolda tek sıra halinde dikkatlice pedal çeviriyoruz.

Saat 11.40’ta Kadirli’ye giriş yapıyoruz. İlçe girişinde hatıra fotoğrafını yine unutmuyoruz.

İlçe merkezine doğru devam ederken Nurettin için ağrı kesici ilaç almayı düşünüyoruz ama nedense tüm eczaneler kapalı. Bu duruma bir türlü akıl erdiremiyoruz. Günün sonunda Osmaniye’de ki arkadaşlarımızı sorduğumuzda eczacılar odasının öğle saatlerinde bir saat kapatma kararı aldıklarını öğreniyoruz.

Bu sırada da öğle yemeği için gözlerimiz bir yerler arıyor. İlk gözümüze kestirdiğimiz yerde karnımızı doyuracağız.

Çok geçmeden bir yer buluyoruz ve yine tercihimizi sulu yemekten yana kullanıyoruz. Bir güzel karnımızı doyuruyoruz ve ardından tekrar yola koyuluyoruz.

Tok insanlar olarak tekrar yollardayız. Osmaniye’ye biraz daha yolumuz var. O nedenle çok oyalanmak niyetinden değiliz.

Kadirli çıkışında saatimiz 13.00 gösterirken Osmaniye’ye 40 km yolumuz kaldığını da görüyoruz.

Yolun bu kısmı dümdüz bir ova olduğu için göreceğiniz çokta bir şey yok. O nedenle fotoğraf çekmeden yol alıyoruz. Km tabelalarını veri olması için çekiyorum sadece. 30 km kala tabelasının yanından 13.25’de geçiyoruz.

Cevdetiye, Selimiye, Osmaniye kavşağındayız. Sonu “iye” ile bitenler mekanı burası sanırım. 🙂 Nurettin kendini kötü hissediyor o nedenle biraz daha yavaş pedal çeviriyor. Fatih’le benim rüzgarıma girmekte zorluk yaşıyor. O nedenle kendi temposunda sürmesi gerektiğini düşünüyoruz ve ara ara bekleme molaları veriyoruz. Gözden çokta kaybetmeden bu şekilde ilerlemeye çalışıyoruz.

Ceyhan nehri üzerinden geçerken bir selam vermeyi unutmuyoruz tabii ki.

Uzunca süre bir kare bile çekmeden pedal çeviriyoruz. Osmaniye girişinde bir petrol istasyonunda durup toparlanıyoruz. Burada kısa bir mola verdikten sonra şehir merkezine hep birlikte hareket ediyoruz.

Saatimiz 15:24’ü gösterdiği sırada Osmaniye’ye giriş yapıyoruz. Bu sırada Levent Abi yine otel işimizi çözmüş bile. Bize gönderdiği konuma doğru devam edeceğiz. Ama öncesinde il girişinde fotoğrafımızı çekmemiz gerekiyor. 🙂

Giriş tabelasını geçer geçmez yolun kenarında aşağıda gördüğünüz tatlıyı yapıp satan bir tezgahla karşılaşıyoruz. Günlük tatlı ihtiyacımızı burada karşılıyoruz. Yiyebildiğimiz kadarını yedikten sonra geri kalanını yanımıza alıp otele doğru devam ediyoruz.

Osmaniye yer fıstığıyla meşhur bir şehir. O nedenle il merkezinde bu heykelin olmasına şaşırmamak gerek. 🙂

Osmaniye il merkezinden bir kare daha.

Son fotoğrafın hemen ardından otelimize ulaşıyoruz. Levent Abinin bizler için ayırttığı odalarımıza yerleşip bir süre dinlenmeye çekiliyoruz.

Güzel bir dinlenmenin ardından “DOABİS” Doğu Akdeniz Bisiklet ve Doğa Sporları Kulübünden arkadaşlarımızla buluşup hep birlikte bizlere ikram ettikleri akşam yemeğini yiyoruz. Yemeğin ardından da hep birlikte çay ve kahve ikramlarını içiyoruz. Bu değerli misafirperverlikleri için tüm “DOABİS” üyelerine çok teşekkür ederiz.

Günün sonunda otel odamıza dönüp yarın için dinlenmeye çekiliyoruz.

Kozan, Sumbas, Kadirli, Osmaniye Güzergah ve Yükselti Haritası;

Sevgi ve Saygılarımla…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.