Pedalla Türkiye 55.Gün ( Niğde – Pozantı )

Kemerhisar

06 Temmuz 2007 Niğde – Pozantı

Bir cuma gününün sabahında huzur ile uyanıyorum. İçimde bir mutluluktur gidiyor. Param çok ama çok azaldı. Birkaç gün ya idare eder, ya da etmez. Ne yapacağım hakkında hiç bir fikrim yok. Gidelim bakalım gittiği yere kadar diyorum. Ama durum bu derece kötüde olsa mutluyum. Saat 5’i 10 geçe uyanıyorum ve hazırlanmaya başlıyorum. Zafer Hoca ile 5:30’da buluşacağız Öğretmenevinin bahçesinde. Hızla hazır olduktan sonra oteli terk ediyorum ve öğretmenevine gidiyorum. Zafer hocam çoktan uyanmış ve hazırlanmış. Bisikletini almak için kalorifer odasına gidiyor.

Bisikletini aldıktan sonra artık yola çıkmaya hazırız. Saat 5:35’te pedallar dönmeye başlıyor. Kahvaltıyı biraz ötede ki Bor’da yapmak istiyoruz. O nedenle vakit kaybetmeden yola çıkıyoruz. Hızla Niğde Üniversitesinin yanından geçiyoruz.

Saat 6:12’yi gösterdiği sırada Bor’a giriş yapıyoruz ve ilçe merkezine doğru ilerliyoruz. Merkezde bulunan bir petrol istasyonuna girip kahvaltılık birkaç bir şey atıştırıyoruz.

Bor’da turumun 4000. km’sini geride bırakıyorum. 55 Gün ve 4000 km geride kalıyor. Yola tüm hız ile devam, sağlıkla ve mutlu…

Düz yolda hızla yol alıyoruz ve saat 7:33 gibi Kemerhisar’a varıyoruz. Burası adından da anlaşılacağı gibi Tyana Su Kemerleri ile ünlü bir yer.

Hemen kemerlerin bulunduğu bölgeye dönüyoruz ve epey takip ediyoruz kemerleri.

Kesik kesik ama birçoğu hala ayakta. Ama üzerinde su taşınan kanal tamamı ile yok olmuş durumda.

Zafer Hocam ile uzun uzun geziyoruz kemerler arasında. Çok etkileyici ve güzel bir görüntüsü var.

Gezintinin ardından Kemerhisar’da bir kahveye oturuyoruz ve çay içiyoruz. Tabi bu arada Kemerhisar halkı ile muhabbet ediyoruz. Emekli bir öğretmen olan abimiz kısaca Kemerhisar hakkında bilgilendiriyor bizi.

Çaylarımızı yudumladıktan sonra çorba içmek için hemen karşıda ki çorbacıya gidiyoruz ve Zafer Hocam ile ayrılmadan önce çorbalarımızı da içiyoruz. Zafer Hocam buradan Altunhisar tarafına, ben ise Ulukışla tarafına devam edeceğiz. Bu geçirdiğimiz iki gün için Zafer hocama çok teşekkür ederim. Ben çok eğlendim ve Zafer hocayı tanıdığıma çok mutlu oldum. Dilerim birgün yollarımız yine kesişir…

Tekrar yalnız başıma yoldayım. Kemerhisar’ı geride bırakıyorum ve saat 8:21’de Kayseri, Adana yoluna çıkıyorum. Bugün rotam Adana’ya doğru ama önce Ulukışla’yı ziyaret edeceğim, sonrasında ise Pozantı’da konaklayacağım.

Ulukışla’ya 30 km yolum var ve şimdilik düz olarak devam ediyor.

Yaklaşık 10 km kadar daha düz gittikten sonra rampa yüzünü göstermeye başlıyor. Haritamda görünen ilk geçit olan Kolsuz geçidini tırmanmaya başlıyorum. Tek başımayım ama yine de yoldan çok keyif alıyorum.

Yavaş yavaş tırmanıyorum, hatta yer yer benim ile aynı hızla olan kamyonları geçtiğim bile oluyor. Saatim 9:39’u gösterdiği sırada geçit zirvesine ulaşıyorum. Rakım 1490 metre ve herşey yolunda…

Buradan sonra 10 km kalıyor Ulukışla’ya…

Yolum üzerindeki ikinci geçite çok geçmeden varıyorum. Birbirine çok yakın iki geçit. Çaykavak geçidinin rakımı ise 1600 metre. Fotoğraf için duruyorum ve tırtıllar dikkatimi çekiyor. Tabeladan önce onları fotoğraflıyorum.

Tabi böceği de unutmamak lazım.

Geçit zirvesi ve yoldaşım… Denizden 1600 metre yükseklikteyiz.

Tabelada görünene göre %10’luk eğim ile Ulukışla’ya kadar inişe geçeceğim. Bu en sevdiğim tabelalardan birisi. O nedenle bu anı ölümsüzleştirmek istiyorum.

Aynen belirttiğim gibi çok güzel bir iniş ile Ankara-Adana kavşağına ulaşıyorum. Saatim 10:16 ve daha çok erken. Normalde sol taraftan Pozantı’ya gitmem gerekiyor ama birkaç km ötede kalan Ulukışla’yı da gidip görmek istiyorum. O nedenle gidonumu sağ tarafa çeviriyorum ve yoluma devam ediyorum.

Karşıma ilk çıkan tabelada Ulukışla’ya 4 km kaldığı yazıyor ve çok geçmeden yol altımdan akıp gidiyor.

10 dakika sonra saat 10:27’de Ulukışla’ya giriş yapıyorum.

Bu ilçede bulunan “Öküz Mehmet Paşa Külliyesini” dışından fotoğraflıyorum. Hikayesini ise buyrun okuyun. Bende ilk okuduğumda neden “Öküz” dendiğini merak etmiştim. 🙂

Ulukışla’da bir marketten muz alıyorum ve sonra yemek üzere bisikletime asıyorum. Ardından yoluma kaldığım yerden devam ediyorum. Pozantı’ya henüz 39 km yolum var ve yol akıyor. Rüzgarda burada benim yanımda, bu nedenle biraz da olsa şanslıyım.

Tam hızımı almış giderken yol kenarında meyve satanlar tarafından Hasangazi Köyünde durduruluyorum. İkram edilen meyvelerden yemeye başlıyorum ve bir uçtanda sorunlan sorulara cevap vermeye çalışıyorum. Yarım kilo kadar kirazı yedikten sonra dikkatimi bir kafes çekiyor ve gidip dikkatlice inceliyorum. Arkadaşlar Aladağlardan sincapları yakalayıp kafeslerin içine tıkmışlar. Satmıyorlar da, sadece sergiliyorlar. Tabi bırakmaları için epey dil döksem de pek o yönde değiller.

Sincap’ın ayağı…

Meyve satan arkadaşlar ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz. Bu güzel ikram için teşekkür edip ve sincapları bırakmalarını tekrar tekrar hatırlatıp yoluma kaldığım yerden devam ediyorum.

Yol akıp gidiyor, Çiftehan’ı da bir çırpıda geçiyorum ve Pozantı’ya 19 km yolum kalıyor.

Aladağların manzarası eşliğinde pedalım dönüyor. Manzara gerçekten benim içimi rahatlatıyor.

Vadi içerisinde tüm hız ilerliyorum, pedal çevirmeme bile gerek yok neredeyse…

Pozantı’ya son 9 km yolum kaldı. artık bugünüde noktalamak üzereyim.

Şeker Pınarı’nı uzaktan görüntüleyip devam ediyorum.

Pozantı’ya saat 13:11’de giriş yapıyorum. İlk iş olarak burada da belediyeye gidiyorum.

Belediye’de 10 dakika kadar mesainin başlamasını bekliyorum. Başkan geldikten sonra da projemi anlatıyorum ve beni konaklamak için Arıkan tesislerine yolluyor. Bende hemen gidip 113 numaralı odama yerleşiyorum. Bisikletimide tesisin içinde güvenli bir alana yerleştiriyorum.

Güzel bir duş alıyorum her zaman olduğu gibi ve biraz uzanıyorum. Dinlendikten sonra ise Pozantı’yı gezmek ve karnımı doyurmak için dışarı çıkıyorum. Pozantı çok büyük bir yer değil ama çok güzel bir yer.

Ağaca asılmış bir tabelada yazanlar; “Mustafa Kemal Atatürk, Pozantı Kongresini burada topladı ve kurtuluşun ilk seçimide burada gerçekleşti. 5 Ağustos 1920”

Pozantı Belediyesinin taşıtları. Reklam olsun birazcık. 🙂

Pozantı’da son fotoğrafımı Gar’ı çekerek noktalıyorum. Güzel ve şirin bir ilçe, gezip görülecek pek bir yeri olmasa da. Böyle sakin şehirleri çok seviyorum, o nedenle hoşuma gidiyor.

Gezintinin ardından 18:00 gibi odama geliyor ve TV seyrediyorum. Param son noktasına geldi artık. O nedenle destekçim Doğa Derneği’ni arıyorum ve başkan Güven Eken ile görüşüyorum. Durumu kısaca izah ediyorum, bana bu konuda yardımcı olacaklarını söylüyor. Bu beni çok mutlu ediyor ve biraz olsun rahatlıyorum. Projemin yarım kalmasını hiç istemiyorum.

Bu sevinç ile biraz daha ortalıkta dolaştıktan sonra 22:10’da uykuya dalıyorum…

Yol Bilgileri

Niğde – Pozantı yolunda iki tane geçit bulunuyor. Bunlardan ilki Kolsuz Geçidi, ikincisi ise Çaykavak Geçidi. Kolsuz Geçidini çıktıktan sonra Çaykavak Geçidi pek zorlamıyor. Bu iki geçitten sonra ise Pozantı’ya kadar iniş başlıyor. Niğde – Pozantı arası ise 100 km dolaylarında. Yol üzerinde birçok tesis bulmak mümkün.

Gün Toplam Km: 108,79 | Ort. Hız: 20,4 | Max. Hız: 65,0 | Bisiklet Kullanma Süresi: 05:07:31

Tur Toplam Km: 4092,59

55.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Niğde-Pozantı); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?

Sevgi ve Saygılarımla…

Pedalla Türkiye 55.Gün ( Niğde – Pozantı )” üzerine 5 düşünce

  • 29 Ocak 2011, 23:42
    Permalink

    Binlerce kez teşekkürler Serkan,

    Turların her zaman bizler için çok özel.

  • 30 Ocak 2011, 11:27
    Permalink

    Bende çok teşekkür ederim Mustafa Abicim,
    Takibiniz çok mutlu ediyor beni, turlarım 2011 yılı içinde devam edecek… Yeni yerler, yeni coğrafyalar ve yeni kültürler ile…

    Sevgiler…

  • 30 Ocak 2011, 22:36
    Permalink

    Şeker Pınar güzel bir yere benziyor.Ayrıca serkan cım gezdiğin yerlerde tarihi eserleri açıklamaları ile vermen çok güzel oluyor…mesela “Öküz Mehmet Paşa Külliyesini” hikayesini merakla okudum….ve yine yazıyorum….harikasın….ellerine ayaklarına sağlık….nice turlara…

  • 29 Ocak 2012, 17:16
    Permalink

    çiftehanıda çekseydin keşke çiftehan kasabasını çiftehan kaplıcalarını en meşhur kasaba

  • 29 Kasım 2013, 08:52
    Permalink

    ulukışlanın nüfusu şuanda 5000 oldu tabelada öyle yazıyor 2007 deki tabela herhalde fotoğraftaki

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.