Batı Erzincan Bisiklet Turu 1.Gün (Erzincan-Kemah)

Erzincanlıyım ama memleketimi bile henüz iyi tanımıyorum diyerek düştük yollara. Önce Erzincan?ın batısını tanıyalım ve tanıtalım istedik. Sloganımız ise Erzincan’ı sahiplenmek için, önce Erzincan’ı tanı.! Kemah’tan İliç’e oradan da Kemaliye’ye geçecek Doğa Sporları Şenliğine katılacak ve ardından tekrar İliç üzerinden Refahiye’ye geçerek Erzincan’a dönecektik. Tabi planlandığı gibi geçmese de çok eğlendiğimizi söylemek istiyorum.

17 Haziran 2008
Geceden başlayan heyecanım sabaha kadar beni uyutmasa da yarı uyur yarı uyanık sabah ediyorum. Tur arkadaşım Onur’da bizde kalıyor. Kaldırmak için içeri gidip ona bakıyorum ama mışıl mışıl uyuyor. Bir iki dürtüklemeden sonra o da uyanıyor. Kahvaltımızın ardından yavaş yavaş hazırlanıyoruz. Bisikletlerimizin çantalarını yerleştiriyoruz. Hareket noktamız olan Cumhuriyet meydanına gidiyoruz ardından.


Saatimiz 10.00’u gösterdiği anda yola koyuluyoruz.

Sakin yolda uygun bir tempoda ilerliyoruz. Tur arkadaşım Onur’un ilk kamplı turu oluyor bu arada. Onun için fazla yüklenmiyoruz pedallara. Erzincan’a yaz mevsiminin henüz yeni gelmesi ile her yer yemyeşil ve mis gibi toprak kokuyor. Beşsaray Köyünü geçtikten sonra Beytahtı Mesire Alanına girip küçük bir mola veriyoruz.

Erzincan’a gelinipte görülmeden gidilmeyecek bir yer burası. Karasu Nehri sularında serinleme imkânınızda var.

Tabi biz biraz soluklanıp, bir iki karede fotoğraf çekip yolumuza devam ediyoruz.

Müthiş bir manzara çok geçmeden karşımıza çıkıyor. Karayolu, demiryolu ve Fırat Nehri eşliğinde ilerliyoruz.

Demiryolu kâh sağımızda kâh solumuzda oluyor. Kemah’a 30 km yolumuzun kaldığını gösteren karayolları tabelasında küçük bir foto mola veriyoruz. Tam hareket edeceğimiz anda benim lastiğimin havasının indiğini fark ediyorum. Onur’a müjdeyi veriyorum ve hemen onarım çalışmalarına başlıyoruz. Yola çıktığımdan bu yana hep içimde patlayacakmış hissi sonunda oluyor. Nedeni ise lastiğimde kaçak bir yolcunun olduğunun farkında olmamdı. İç lastiğimi değiştirip dış lastiğimi kontrole geçtim. Kaçak yolcuyu bulmak zor olsa da yakaladım.

Hain yolcu bira şişesinin kırılmış cam parçasıymış. Lastiğimi tekrar yerine takıp, havasını şişirdikten sonra 15 dakika ara verdiğimiz yolumuza devam ediyoruz.

Virajlı yolda ilerlemeye devam ediyoruz ki sonuncusunu döner dönmez karşımıza çıkan manzara acımasız Pelitsırtı geçidinin siluetiydi. Çok uzun olmayan ama dik olan bir geçit burası. Geçidin yamacına geldikten sonra viteslerimizin değişim sesi yankılanıyor karşı dağlarda. Korktuğumuz kadar yormuyor bu geçit bizi. 2.5 yıl önce geldiğimde biraz yormuştu beni tabi normal olarak. Pelitsırtı zirvesinde bir geçidi geride bırakmanın vermiş olduğu mutluluk ile fotoğraf çekiyoruz ve birazcık soluklanıyoruz.

İnişten sonra uzun ve düz yolda Alp köye varıyoruz. Alp köyünde çay içmek için bir köy kahvesi arasak da çabalarımız boşa çıkıyor. Bizde zaten şunun şurasında Kemah’a ne kadar yolumuz kaldı ki diyerek devam ediyoruz.

Acemoğlu köprüsü öncesi tekrar bir rampa daha tırmanıyoruz. İnişe geçtikten sonra Acemoğlu Köprüsü ve Kanyonu ile buluşuyoruz.

Köprünün hemen yanı başına, 22 Nisan 1996 günü saat 14.00’de göreve giden askeri aracın Acemoğlu Köprüsünden Fırat Nehrine uçması sonucu ölen 14 asker için anıt yapılmış. Buradan saygıyla anıyoruz. Buradan sonra yedi dere, yedi tepe, yedi vadi dedikleri bölgede seyredeceğiz. Bu şu anlama geliyor tabi. Bir inip bir çıkacağız. İnişlerde hızımızı alarak diğer rampanın bir kısmını çıksak da yüklü bisikletlerimiz yere mıhlanmış gibi hemen duruyor. Bir in bir çık iyice yoruluyoruz.

Kemah’a 4-5 km yolumuz kala Soğuksular Mesire Alanı tabelasını görüyoruz. Girip biraz mola verip bir çay içelim istiyoruz. Çaylar bardak ile değil demlik usulü burada. İki kişilik bir demlik çay istiyoruz ve çok geçmeden geliyor. Çaylarımızı yudumlarken, pikniğe gelmiş bir teyze elinde bir tabak haşlanmış et ile geliyor. Teklifini kırmak olmaz diyerek kabul ediyoruz. İki çatal isteyerek yemeye koyuluyorum. Onur sevmediği için yiyemeyecekmiş bende ayıp olmasın diye zar zor yemeye çalışıyorum. Yarısını yedikten sonra kalkma zamanımız geliyor ve ben hesabı ödemeye gidiyorum. Saatimiz 15.00’e gelmek üzereyken Kemah’a giriş yapıyoruz.

Belediye başkanımızı arayarak geldiğimizi haber veriyoruz ve belediyede beklediğini söylüyor bize. Kemah Munzur dağlarının yamaçlarına kurulmuş bir ilçe.

Belediye başkanımız bizi karşılıyor ve odasına geçerek yorgunluk maden sularımızı içiyoruz. Hemen kısaca projemiz hakkında bilgilendiriyorum.

Sultanmelik Türbesi,

Kemah İstasyonu,

Kemah’tan bir yapı,

Tarihi Gülalibey Çeşmesi,

Gülabibey Camii,

Kemah’ta konakladığımız yerden Munzurlar,

Gün Toplam Km: 67,0  Ortalama Hız: 16,5

En Yüksek Hız: 54,2  Bisiklet Kullanma Süresi: 04.03.02

Sevgi ve Saygılarımla…

Turun 2. günü için tıklayınız

Batı Erzincan Bisiklet Turu 1.Gün (Erzincan-Kemah)” üzerine 5 düşünce

  • 05 Kasım 2008, 19:42
    Permalink

    paylaşımın için teşekkürler harika kareler

  • 06 Kasım 2008, 14:11
    Permalink

    Canımsın Erzincan’a çkartma vaktimizin geldiğini düşünüyorum artık. 2009 takvimine Erzincan’ı puntalasak mı artık ne dersin. Hoş cici paylaşımın için teşekkür ediyorum.

    Yüreğim ve Sevgimle.

  • 06 Kasım 2008, 21:37
    Permalink

    Erzincan’ı gezmek lazım.sanırım o zaman gorebılecez esas guzellıklerını.

  • 08 Kasım 2008, 04:04
    Permalink

    SErkancım Erzincan’ın tanıtımı için çok faydalı işler yapıyorsun. Erzincan’da gezmesende zaten bizzat kendin Erzincan’ın tanıtımısın, umarım Erzincanlı’lar bunun farkındadır.
    Sana ve güzel Memleket Erzincan’a sevgiler.

  • 08 Kasım 2008, 12:42
    Permalink

    kanka guzel gunlerdi gelde bide dogu erzincan yapalım

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.