03 Haziran 2012
Merhaba Sevgili Bisiklet Dostları,
Güzel bir hafta sonu etkinliğinin ardından yine sizlerleyim. Bu Pazar 15 kişi ile birlikte çok güzel bir tur gerçekleştirdik. Marmaris?ten biz 8 kişi, Muğla?dan iki kişi, Göcek?ten bir kişi ve Köyceğiz?den 4 arkadaşımızın misafirperverliğinde 70 km kadar pedal çevirdik. Unutmayalım birde Ada var kadroda. 🙂 Ozan?ın arkasında tüm tur boyunca bizimle olacak. Rotamız manzaraları ile bizleri çok etkiledi. Bunun için öncelikle Köyceğiz?de ki dostlarımıza teşekkür ediyorum. Rotanın bir kısmını daha önceden görmüş olsam da, diğer kısımları görmemiştim ve her kilometresini heyecanla pedalladım.
Haftalar öncesinden planlamıştık ve daha fazla katılımcı olacağını düşünmüştük. Ama sezonun açılmış olması ve birçok arkadaşımızın işlerinin yoğun olması sayımızı düşürdü. Yine çok büyük keyif alarak turumuzu tamamladık. 🙂
Pazar sabahı saat 7:30?da buluşmak üzere bir gün öncesi akşamdan sözleşiyoruz. Sözleştiğimiz gibi buluşuyoruz ve bisikletlerimizi araçlara yüklüyoruz. Marmaris çıkışında pastanede durup kahvaltılık bir şeyler alıyoruz ve çay eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz. Ardından yola düşüyoruz ve Köyceğiz?e kadar sürecek olan araç yolculuğumuza başlıyoruz.
Bir saat olmadan Köyceğiz?e ulaşıyoruz ama arkadaşlarımızı da çok bekletiyoruz. Hemen vakit kaybetmeden bisikletlerimizi araçlardan indirip topluyoruz. Sonrasında arkadaşlarımızın yanına gidiyoruz ve hepsi ile selamlaşıp hasret gideriyoruz. Saat 9:30 ve normalde tur bu saatte başlaması gerekiyordu. Ama gecikmeden dolayı 10:00?a kadar anca toplanıyoruz.
Dört bir yanı ormanlar ile çevrili Muğla?nın şirin ilçelerinden birisi Köyceğiz. Orman işletme müdürlüğünün ?Ormanlarımız Yanmasın? pankartı çok güzel ama anlayana?
Tur tekneleri yolculuklarına çıkıyorlar. İstikametleri önce çamur banyosu ardından Dalyan olacak. Gün sonunda ise tekrar Köyceğiz?e dönecekler. Genel anlamda planları bizimle aynı. Tek fark onlar su üzerinde, biz bisikletlerimizin üzerinde. 🙂
Fotoğraf çekmekten, çekilmekten yola bir türlü çıkamıyoruz. O nedenle buna bir son verip çeviriyoruz pedalları kordon boyundan karayoluna doğru. Dar yolda keyifle ve muhabbetle pedallıyoruz. Geçmiş turlar, gelecek turlar, kahkahalar mezemiz oluyor pedalın yanına. 🙂
Biraz hızlanıp ekibi fotoğraflamak istiyorum. Ozan Bal ve Ada geliyor. 🙂
Hemen ardından Serdar ve Merih Abi takılıyor objektifime. Tabi ki birde arkada Dahon?um var. 🙂
Trafiği çok olmayan bu yolda pedal çevirmek çok keyifli oluyor.
Gözlerimizin gördüğü her manzarayı, objektifimizde görsün istiyoruz ve o nedenle çok vakit kaybediyoruz. Ama olsun, halimizden memnunuz. Vakit sıkıntımız yok, sadece akşam olmadan Köyceğiz?e varalım yeter. Ki, bu her halükarda mümkün. 🙂 Yine bu güzel manzaralardan birindeyiz ve hep birlikte fotoğraf çekiyoruz.
Buradan sonra hafiften tırmanışa başlıyoruz, herkes kendi temposunda tırmanıyor rampayı. Bende arada durup fotoğraf çekiyorum. Bu defa karşımızda ki Köyceğiz?den Mehmet Abi. Devamlı takipçiler belki hatırlarlar. Hani Saklıkent gezimiz vardı. Mehmet Abi orada da vardı. Çok güzel bir gün geçirmiştik yine orada. Ama bir şey hariç. 🙂 Ray-ban? Saklıkent?in buz gibi sularına attı gözlük kendini ve özgülüğüne kavuşmak istedi. 🙂
Hemen arkasından Nil geliyor, onun arkasında ise turun diğer katılımcıları. 🙂
Muğla?dan turumuza teşrif eden İsmet Abi geçiyor?
Yine Muğla?dan Kemal Abi geçip gidiyor, hedefe doğru birkaç pedal daha yaklaşarak.
Hafif tırmanış bir süre sonra sertleşecek, birçoğumuzun haberi yok. 🙂
Tabi rampa sertleşmeden biz molaya duruyoruz bir çeşme başında. Bu çeşmeyi çok sevdiğim için benim çeşmem oluyor. 🙂 Burada sular tazeleniyor ve biraz soluklanılıyor. Bu sırada yine makine elimde fotoğraf avındayım. 🙂 Altuğ kaptanım Dahon Speed TR?si ile birlikte çok güzel bir ikili oldu. Kullanmayı bırak, izlemesi bile keyifli bu bisikleti.
Mola sırasında arkadaşlarımdan bir kare?
Yeteri kadar durduk, artık yola çıkabiliriz. Hadi Fatih Abicim bas pedala, 3?e 9 hemde. Tabi olsaydı. 🙂 Sadece 7 var bunda?
Evet, yola çıkıyoruz çıkmasına ama birkaç yüz metre sonra yanımda pedal çeviren Fatih Abiyi çok aydınlık ve net görüyorum. Bu işte bir gariplik var, normalde bu kadar temiz görüntü olmazdı. Birkaç saniye sonrasında fark ediyorum ki gözlerimde yarı çizik, yarı kirli gözlüğüm yok. 🙂 Mola verdiğimiz yerde bisikletimin üzerine koymuştum. Çıkarken almayı unutmuşum ve düşmüş sanırım diyerek çeşme başına geri dönüyorum. Tam düşürdüğüm noktada buluyorum. Gözlük bulma konusunda deneyimliyimdir zaten. Bilenler bilir? 🙂 Neyse gözlüğümü alıp basıyorum pedala tüm ekibe yetişmek için. Rampa yukarı yükleniyorum ve çok arayı açmadan yakalıyorum arkadaşlarımı.
Tabi arada durup güzel manzaraları da kaçırmıyorum. Bunlardan birisi de bu oluyor, Köyceğiz Gölü pedallarımızın altında artık?
Tırmanışı bitiriyoruz ve inişe geçiyoruz. Güzel bir iniş ile yine bir çeşme başında soluğu alıyoruz. Kimin çeşmesi ise artık, su doldurmaya bile gitmiyorum yanına. Benim olmayan çeşmeden su bile almam arkadaş. 🙂
Ben geldikten sonra gelenleri çekme çabasındayım. Zakkum çiçekleri ile güzel kareler çıkar diye ümit ediyorum. Tabi ki karar siz değerli takipçilerimin? 🙂
Sonra ekip toplanıp soluklanırken bende yine makinem ile avdayım. Zararsız bir av benimkisi. Tetiğe değil, deklanşöre basıyorum. Sonrasında ölüm değil, ölümsüzlük elde ediyorum? İşte ölümsüzleştirdiğim bir çekirge kardeş?
Bu fotoğrafa çok güldüm, hala gülerim. Birbirlerinden habersiz, aynı yerden alınmış, aynı gözlükler. Gözlük kardeşliği adına bu anı da ölümsüzleştiriyoruz?
Turumuzun en miniği, en güzeli, en şirin ve enlerin eni Adacık? 🙂
İki kişi, üç, dört, beş kişi fotoğraf çekilirken bir bakıyoruz ki genişlemişiz. Ne güzel bir şeydir bu böyle. Her daim gülelim dostlar, ama peynir ile değil olur mu? 🙂
Molaları haddinden fazla uzatıyoruz gibi ama hiç kimse de şikâyetçi değil. Herkes birilerinin ?hadi? demesini bekliyor gibi. Kimse ses çıkarmasa hiç gidesimiz yok. 🙂 Buradan da bir şekilde yola çıkıyoruz ve bir sonra ki molaya kadar hızlı tempoda pedal çeviriyoruz. Sultaniye Kaplıcalarına gideceğiz, burada isteyen çamur banyosu yapacak. Ama hiç kimsenin niyeti yok gibi. Ben bu bölgenin kokusuna bile dayanamıyorum, kaldı ki içine gireyim. 🙂 O nedenle tercihimi gölden yana kullanıyorum. Önce ayaklarımızı suya sokalım bahanesi ile gidiyoruz, sonrasında kendimi gölün içinde buluyorum. Su çok güzeldi dayanamadım ne yapayım. 🙂
Ben yüzerken Nil ve Fatih de ayaklarını serinletiyorlar. Bende biraz oyalanıp çıkıyorum ardından. Hava çok sıcak, o nedenle bu bana çok iyi geliyor.
Gölün içinde transa geçmiş bir bisikletçi, amele yanıkları ile çok mutlu. 🙂
Göl keyfi bitti ve birer bardak çayın ardından yine pedal başındayız. Horozlar?a kadar gideceğiz ve oradan tekne ile karşıya geçeceğiz. Buraya geçen güz ?Gezgin Pedallar? ile gelmiştik. O nedenle pek yabancı gelmiyor bana. Kişi başı bisikletlerimiz ile birlikte 2,5 TL verip karşıya geçeceğiz. Burada ekibin toplanmasını beklerken yine fotoğraf çekiyoruz. Önce Cihan Abiyi ben çekiyorum, hemen ardından ise o beni çekiyor.
Tekne içinde de çekimler devam ediyor. Mutlu insanlar topluluğu? 🙂
Bir güzel fotoğraf daha Cihan Abinin elinden çıkıyor? Ben, Nil ve Recep alan derinliği ile çok güzel?
Eeee her güzelliğin bir bedeli var. 🙂 Hemen makineyi geri alıp bu defa ben çekiyorum. Fatih ve Cihan Abi karşınızda?
Köyceğiz?in sağlam pisletçilerinden Merih Abi ile birlikteyiz. Aksaray?ın ardından bu bölgede de birlikte olmak çok ama çok güzel. Yıllara dayanan bisiklet dostluğu için teşekkürler?
Sırada ki dostumuz ise Altuğ Kaptanım, bu gülümseme için çok teşekkürler?
Dayanamıyorum ve çöküyorum teknenin dibine. Çek Cihan Abi bir kare daha şu mutlu insanları hadi bakalım. Ama bizi çek, ne işin var yerde, gökte? Bir türlü objektifin bize dönük olduğunu anlayamıyoruz. 🙂
Çok kısa süren tekne yolculuğumuz sonunda Dalyan’a varıyoruz ve sıra ile iniyoruz tekneden. Bir bisiklet alan soluğu karada alıyor. Hareket etmeden önce Dahon kardeşliği adına Jack D7, Speed TR ve Roo D7’yi fotoğraflıyorum.
Sonra Dahon sahipleri ile birlikte fotoğraf çekiliyoruz. Bu bisikletlerin güzelliklerini birgün herkes keşfedecek. 🙂
Fotoğraf seromanisinden hemen sonra Dalyan merkeze doğru pedallıyoruz. Herkes aç ve bir an önce karnını doyurmak istiyor. Köyceğizli dostlarımızın rehberliğinde ulaşıyoruz lokantaya ve yemek siparişlerimizi veriyoruz.
Karnı doymuş mutlu insanlar olarak çay içmek için Kaunos mezarlarının manzarasında bir çay bahçesine oturuyoruz. Bu sırada Buddyler olarak fotoğraf çekilmek için salınıyoruz çimlere, arkamızda Kaunos… 🙂 Teşekkürler arkadaşlar, gülen yüz, mutlu bakış, heyecanlı pedallar ve herşey için… 🙂
Sonra tur ekibinin bir kısmı ile fotoğraf çekiliyoruz. Manzara ve hava muhteşem bu güzellikleri es geçmemek gerek.
Bu sırada birkaç arkadaş buralara kadar gelipte Mavi Yengeç yemeden gidilir mi mantığını savunarak siparişi veriyorlar. Dayanamayıp yengeçleri indiriyoruz mideye. Ne kadar etik, ne kadar doğru, ne kadar adil, ne kadar lezzetli bu konuda yorum yapmama hakkımı kullanıyorum.
Dalyan’dan ayrılmadan önce zakkumlar eşliğinde birkaç Kaunos fotoğrafı daha çekiyorum.
Göcek’ten gelerek bizi yalnız bırakmayan Altuğ Kaptanıma selamlar…
Dalyan’dan ayrılma vakti geliyor ve başlıyoruz pedalları döndürmeye. İstikamet bu defa gölün doğu kıyısından Köyceğiz’e. Hiç bitmesini istemiyoruz turun, o nedenle yavaştan alıyoruz birazcık. 🙂 Bir köy kahvesinde çay molası vereceğiz, kavşakta bekleyen Merih Abi rüzgar gülü ile çok daha farklı. 🙂
Köy kahvesinden çay değil de soğuk bir gazoz çok daha iyi gidiyor bu havada. Afiyetle onu yudumluyorum son bir damlasına kadar. Onyüzmilyon baloncuklu olarak. 🙂
Bu mola sırasında ekip iyice toplanıyor ve dinleniyor. Sonra tekrar yoal devam. Mavi Köprüye kadar gidiyoruz çok güzel bir yol eşliğinde. Mavi köprüden normalde birer birer geçmek gerekiyor. Çok tekin görünmüyor. Ama biz anca beraber, kanca berbaber diyoruz ve hep birlikte köprü üzerine çıkıyoruz. Yıkılmadan birkaç kare fotoğraf çekme derdindeyim. 🙂
Fotoğrafta ben yokum bari yoldaşım olsun diyerek herkes çıkınca onuda mavi köprü ile birlikte çekiyorum.
Köylerin içinden, ağaçların gölgesinde ve oluşturduğu tünelvari yollardan gidiyoruz. Çok mutluyuz ve keyif alıyoruz. Anı durdurmak istercesine içimiz sevinçle dolu. Herkes kendi temposunda pedal çeviriyor. Acelemiz yok, bir yere yetişmiyoruz ve bekleyen kimse de yok.
Düz yolda bir süre pedal çevirdikten sonra güzel bir manzarada buluşuyoruz hep birlikte. Arkada ihtişamlı dağlar ile çok uzaklara dalabilirsiniz.
Fatih Abi Ada ve Ozan Abi ile birlikte bir fotoğraf çekiliyor. Adacık biraz yorgun gibi. 🙂
Kemal komiserimden bir poz ve kaçırmayan ben. 🙂
Bütün ekip burada çeken Cihan Abi hariç. Önce ben çekmiştim fotoğrafı, ondan ben yoktum. Ama tabi ki onu değil kendimin olduğunu yayına hazırlıyorum ve sizlerle buluşturuyorum. 🙂 Ne kadar kötüyüm değil mi dostlar. 🙂
Yola devam ve karşımıza çıkan birkaç küçük rampayı tırmanıyoruz. Her çıkışın inişi olduğu için keyifle çıkıyorum. İniş yoksa, bende yokum arkadaş. 🙂 Fethiye – Muğla anayoluna kadar geliyoruz ve buradan sonra sıkıcı yol başlıyor bizler için. Benim için o kadar değil ama grup için çok kötü oluyor. Ben her türlü yolda giderim, yeterki yol olsun. 🙂 Ama ekibin keyifli olması şu an için en önemli husus. O nedenle bir an önce bu anayoldan kurtulmak istiyoruz.
Yolda hızla giderken önde giden arkadaşların mola verdiğini görüyoruz ve bizde hemen duruyoruz. Portakal suları sipariş edilmiş bile. 🙂 Bizde hemen ilave ediyoruz ve beklemeye koyuluyoruz. Bir tek abla çalışıyor ve bizlere yetişmeye çalışıyor eli ayağına dolaşmış bir şekilde. 🙂
Portakal sularını içmiş, ruhumuzu dinlendirmiş oturuyoruz. Biraz soluk alıp az kalan yolumuzu da bitireceğiz. Masamızın üstü çok komik, kasklar ile. 🙂
“Hadi” diyoruz ve kalkıyoruz, yeter bu kadar oyalanma. Önden giden arkadaşları daha fazla bekletmeyelim ama. Köyceğiz şehir merkezine dönüyoruz ve bu yolda hızlı bir tempo yapıyoruz. Çok güzel gidiyoruz ve ne ara gölün kenarına geldik hatırlamıyorum bile. Önce gelenler kurulmuş dinleniyorlar ve bizleri bekliyorlar. Bizde vardıktan sonra soğuk biralarımızı sipariş ediyoruz. Kana kana içmek bu turun üzerine çok güzel oluyor. Ha unutmadan, işletmenin gram gram getirdiği fıstıkların yanında Nil’in çantasından çıkan iki paket fıstık hepimize çok iyi geldi. Teşekkürler Nil… 🙂
Bu güzel tabloyu ayrılmadan önce son kez fotoğraflıyorum. Katılan tüm dostlarıma sonsuz teşekkürlerimi iletiyorum. Harika bir gün geçirdik hep birlikte.
Bir sonraki tur ne zaman, nerede olur hiç bir fikrim yok. Ama devamı geleceği kesin… Bu hayatta tek istediğimiz şey mutluluk değil mi zaten, bizde böyle mutlu oluyoruz.
Köyceğiz’den Merih Abi, Mehmet Abi, Cansel ve Nil’e,
Muğla’dan Kemal Komiserim ve İsmet Abiye,
Göcek’ten gelen Altuğ Kaptanıma,
Marmaris’ten Serdar Abi, Cihan Abi, Recep, Ozan Abi, Fatma Abla ve arkadaşlarına,
Orhaniye’den Fatih Abiye,
Bu güzel tura katılımlarından dolayı çok ama çok teşekkür ederim. Bu güzel hafta sonunu sizlere borçluyum… Farklı turlarda buluşmak dileği ile…
Köyceğiz Gölü Bisiklet Gezimiz Güzergah Haritası;
Köyceğiz Gölü Bisiklet Gezimiz Yükselti Haritası;
Sevgilerimle…
Serkanim, duygularimiza tercuman olmussun yine. Tum katilimci arkadaslarima bugunu bizimle paylastiklari icin, koycegizli arkadaslarimiza da bizi en guzel sekilde agirladiklari icin cok tesekkurler. Tadi damagimizda kaldi.
Harika bir anlatım ve fotoğraflarla yeniden yaşattın bize o günü…tşkler Serkan =)
Bu güzel gün için hepinize teşekkür ederim, iyi ki geldiniz…
Köyceğiz in farklı güzelliklerinde buluşmak üzere tekrar bekleriz arkadaşlar…
Serkan Kardeş güzel bir tur ve güzel bir gündü verdiğin emekler için teşekkür ederim. Başarılar.
Selam Serkan’cım,
yazını okurken sadece iç geçirdim…
Misafirimiz olduğunuz ve rotamıza tat, neşe, keyif kattığınız için biz de çok teşekkür ederiz. Tekrar bekliyoruz en kısa zamanda, daha pek çok güzel rotamız var, cicilerimizin hepsini göstermedik..:)
Yine Bir SERKAN Organizasyonu.Herkesin mutlu olduğu (bknz resimlerdeki gülen yüzler ) keyifli bir Pazar turuydu.Serkan, seni anan tur organizatörü olarak doğurmuş buradan söylemeliyim..Birçok kez geldiğim Köyceğiz de gözüme bu kadar güzel ve gezilesi gelmemişti.Köyceğizli arkadaşlara (Merih Bey,Nil Hanım,Cansel Hanım ) tur güzergahı ve dostlukları için teşekkür ederim.Turun keyifli gezi bölümünün dışında zaman zamanda içimizdeki barutu atmak için Mehmet beyle, Fatih Muslu,arkadaşımla,.,Recep Biçer’le birbirimizi azdırarak performanslı sürüş yapmamız ayrı bir keyifti..Yaşıtım Merih beyin Formundan sözetmeye gerek yok.Zaten o her zaman önde ağaç gölgesinde bizi bekliyor oluyordu…