29 Ağustos 2012
Çanakkale’den 10 Ağustos’ta başladığım tur, bugün Antalya’ya ulaşınca son bulacak. 20 gündür yoldayım, birçok insan tanıdım ve birçok yer gördüm. Her gün bana yeni şeyler getirdi, yeni şeyler öğretti. O nedenle çok mutluyum. Tura dair daha güzel şeyleri yazının sonunda yazacağım. Şimdi turumuzun son gününden fotoğraflar ile o güne dönelim. 🙂
Kamp alanından saat 7 gibi ayrılıyoruz. Erkut ile telefonlaştık, yol üzerinde buluşacağız. Manavgat çıkışına kadar bize eşlik edecek. Sonrasında ise mesaiye dönmesi gerekiyor. Bize burada çok yardımcı oldu kardeşim, ne kadar teşekkür etsek azdır.
Titreyen Göl kavşağında Erkut ile buluşuyoruz ve gölü görmeden gitmek istemiyoruz. Gölün yanında birkaç kare fotoğraf alıp neden isminin Titreyen Göl olduğunu öğreniyoruz. Çok mantıklı gelmese de hikayesi şöyle; Manavgat Çayından ayrılan bir kol denize dökülmeden önce burada çok yavaşlıyor ve rüzgarın üzerinde oluşturduğu küçük dalgalar ile Titreyen Göl oluyor. 🙂 İşte turizm böyle bir şey. Daha nelerden neler çıkartacaklar çok merak ediyorum. Ülkemde bundan çok daha güzel yüzlerce yer var ama insanlar hiç bilmiyorlar. Aman, çevresi böyle oteller ile donatılacaksa bilinmesin daha iyi. 😉
Kahvaltımızı güzel börekler ile yaptıktan sonra Manavgat çıkışında Erkut ile vedalaşıyoruz. Bize ayırdığı zaman ve yardımları için çok teşekkür ederiz. Sağlıcakla kal kardeşim…
İstikamet Serik, Antalya… Hadi yolumuz açık ola. 😉
Üç kişi düz yolda tempolu olarak pedal çeviriyoruz. Buralarda artık görülecek pek bir şey yok. Antalya’ya gidip orada vakit geçirmek çok daha mantıklı. Antalya’dan Onur Abi bizi karşılayacak, o nedenle yaklaşınca arayıp bilgilendireceğiz.
Yola çıkalı yarım saat oldu ve Antalya’ya 71 km kalan tabelayı gördük. 4 saatlik bir yolumuz varmış. Yol düz ve iyi ortalama tutturabiliriz. Sıkıldığım yollarda “Önemli olan varmak değil, yolda olmaktır” felsefesi pek işe yaramıyor. Böyle yollarda bir an önce varmak istiyorum. 🙂 Çünkü görecek birşey yok ve trafik çok fazla.
Fotoğraf çekmeye değecek hiç bir şey yok. O nedenle ben de buralarda bilgilendirme tabelalarından başka bir şey çekemiyorum. 🙂 Köprülükanyon kavşağından geçerken saat 9:30 gibiydi. Yaklaşık bir saattir makineyi elime almamışım. Arada sırada bulduğumuz petrol istasyonlarında soğuk bir şeyler içmek dışında durmuyoruz.
Köprülükanyon kavşağından sonra Antalya’ya biraz daha yaklaşıyoruz.
Yol manzaramızı merak edenler için aşağıdaki fotoğraf yeterlidir sanırım. Hiç bir yerden çıkış yok, kafeste yolculuk yapıyor gibiyiz. 🙂
Çevreden fotoğraf yok bari kendimizi çekelim değil mi? 🙂 Sıralanmış gidiyoruz, molalarda muhabbet ediyoruz. Onun dışında trafikten birşey duyulmuyor zaten. Ağustos ayında Alanya – Antalya yolundayız. En kalabalık dönemi. 🙂
Serik’e geldik sayılır. Burada Köprüçay üzerinden geçiyoruz. Birkaç kare fotoğraf çekebiliriz. 🙂
Köprüçay üzerinde görünen yer ise Belkıs Köprüsü. Daha önce geldiğimde üzerinden geçmiştim. Değişik bir yapıya sahip. Roma döneminde inşa edilmiş ve 220 metre uzunluğunda. Tabii zamanla bozulan köprü en son 1999 yılında restorasyon görmüş.
Kaan ve Volkan’dan bir kare. Yolun etkisi ile onlar da mutsuz sanırım. 🙂 Oysaki kaç gündür ne kadar güzel manzaralarda pedallıyorduk. 🙂
Saat 10:10 ve Serik’e giriş yaptık. İlçenin merkezine girmeden devam edeceğiz. Mola vermek istemiyoruz…
Antalya’ya 35 km yolumuz kaldı. Tekrar Onur Abi ile konum alışverişi yapıyoruz. Kendisi bize doğru yola çıktı, bir yerlerde buluşacağız.
Kilometreler altımızdan akıp gidiyor buralarda. Son 20 km yolumuz kaldı. Onur Abi ile buluşmamız an meselesi. 🙂
Üzerinden geçtiğimiz köprüye paralel bir köprü görüyorum ve araştırdıktan sonra adının Eski Aksu Köprüsü olduğunu öğreniyorum. 🙂 Fotoğrafını çekip yolumuza devam ediyoruz.
Aksu dolaylarında Onur Abi ile buluşuyoruz. 2008 yılında Likya Yolu turu sırasında Kınık’ta karşılaşmış ve tanışmıştık. Yıllar sonra tekrar görüşmek çok güzel. Buradan sonra hep birlikte yolumuza devam ediyoruz. Saat 11:30’da Antalya giriş tabelasında hatıra fotoğrafı çekilip, merkeze pedallıyoruz.
Tempomuzu düşürmeden Isparta kavşağını geçiyoruz.
Artık çok az yolumuz kaldı ama Volkan’ın patlak haberi ile duruyoruz. Onur Abi önümüzde ona sesimizi duyuramıyoruz ve gidiyor. Tabii bir süre sonra bizi arkasında göremeyince geri dönüyor. 🙂 Bu sırada biz lastik onarımı için el birliği yaptık bile. Bir an önce tamir edip devam etmek istiyoruz. Burada birkaç dakika bile gerçekten çok zor geçiyor. Sürekli geçen araçlar çok canımızı sıkıyor…
Patlak lastiği onardıktan sonra merkeze doğru yola devam… Aksu’dan sonra merkez ilçelerden ikincisi olan Muratpaşa’ya vardık.
Buradan SDS Bisiklete geçiyoruz. Daha önce Ankara’da olan bisikletçi dostumuz Ogün’ü ziyaret edeceğiz. Geçtiğimiz yıl Antalya’da dükkan açarak buradaki bisikletçilere hizmet etmeye başlamış. Saat 13:00’e doğru Ogün ile buluşup çayını içiyoruz. Burası artık turumuzun bittiği yer. Kaan buradan ayrılacak, yarın Erzincan’a dönmek üzere otobüse binecek.
Son kez toplu bir fotoğraf alıyoruz. Sol baştan; Serkan(ben), Ogün, Volkan, Onur Abi ve Kaan… 🙂 Muhteşem tur, harika bir final ile son buluyor. Gerçekten bu turun her dakikasını arayacağım.
Kaan bir akrabası ile buluşmak için ayrılıyor. Ben ve Volkan, Onur Abi ile evine gidiyoruz. Orada biraz soluklanacağız ve karnımızı doyuracağız. Günlerdir biriken kirli çamaşırlarımı Onur Abinin makinesine atıyorum. Yarın festival başlamadan gelir alırım.
Güzel vakit geçiriyoruz ve ardından festival alanına gitmek için Onur Abinin evinden çıkıyoruz. Volkan’ın arkadaşı ile buluşması için birkaç saati var, o nedenle o da bize eşlik ediyor. Konyaaltı Plajında durup birkaç tane güzel kare çekiyoruz.
Ufuk çok güzel görünüyor…
Fotoğraf çektikten sonra sahil tarafından yola devam ediyoruz. Kemer yolu çıkışında olan festival kamp alanımıza çok geçmeden ulaşıyoruz ve sırası ile dostlar ile buluşuyoruz. Çok güzel bir festival olacak gerçekten… Onur Abiler biraz zaman geçirdikten sonra onları uğurluyorum ve burada arkadaşlarım ile kalıyorum. Bu sayede bir tur bitip, farklı bir tura başlamış oluyorum…
Çanakkale’den Antalya’ya, yani 17’den 7’ye turumda yanımda olan tüm arkadaşlarıma ve dostlarıma; Özellikle turumun ilk üç gününde pedalladığım Feyzan Tuzkaya’ya, Konya’dan buraya kadar yol arkadaşlığı yapan Kaan Kadir Yüksel’e ve Seydişehir’den Antalya’ya kadar bizimle olan Volkan Güngör’e, ayrıca mesajları ve telefonlarıyla beni yalnız bırakmayan, misafirperverlikleri ile bizi ağırlayan arkadaşlarıma, çok ama çok teşekkür ederim.
Gün Toplam Km: 90,29 | Ort. Hız: 21,0 | Max. Hız: 44,8 | Bisiklet Kullanma Süresi: 04:17:31
Tur Toplam Km: 2079,59
20.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Manavgat – Antalya); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgilerimle…
Gerçekleştirdiğim en uzun ve en güzel turdu. Gördüğüm yerleri , çıktığım rampaları asla unutamayacağım. Sizlerle yolda olmak gerçekten çok güzel . Tüm fırsatları değerlendirip her yaz birlikte pedallamak isterim . O kadar rampaya rağmen gördüğüm manzaralar herşeyi unutturuyo 🙂
Herşey için TEŞEKKÜRLER biraz beklettim rampalarda ama 🙂
baştan sona takip ederek yazıları soluksuzca okuyarak hatta hergün fotografları merak ederek siteye girdim.harika tur için sizleri yürekten kutluyorum.