18 Ekim 2009
Yine bir hafta sonu Erzincan dolaylarında pedallamaya devam ediyoruz. Hafta içi nereye gitsek diye sürekli kafa patlatsak da en güzel olanı sabah karar vermek oluyor. Uzun zamandır gitmek istediğimiz ama bir türlü gitmeye fırsat bulamadığımız Bayırbağ’a gidiyoruz bu defa. Güzel bir mesire alanı bulunan bu bölgede biraz vakit geçirip, geri döneceğiz. Farklı yollardan ulaşmakta en heyecanlı tarafı.
3 kişi olarak toplanıyoruz Erzincan merkezde. Ben, Onur ve Çağdaş ile pedallamaya başlıyoruz. Şehir çıkışında petrol’e ihtiyaç molası için girdiğimizde çalan telefonuma cevap veriyorum. Arkamızdan Samet bize yetişiyor ve yola 4 kişi olarak devam ediyoruz.
Dört pedal dostu Esence Dağları fonunda fotoğraf çekiliyoruz…
Sol baştan; Onur, Samet ve Çağdaş… Fotoğrafı çeken ise ben. 🙂
10 km sonunda Ekşisu Mesire Alanına varıyoruz. Mataralarımızı ekşi su ile dolduruyoruz.
Bir süre daha ilerledikten sonra Samet bu noktadan geriye dönüyor. Öğle saatinde dershaneye yetişmesi gerekiyor. Buraya kadar bize eşlik ettiği için çok teşekkürler. Önümüzde uzanan rampaya, yani Çadırtepe köyü içerisine doğru pedallarımızı çeviriyoruz.
Çadırtepe Köyünden sonra toprak yolda ve muhteşem manzarada ilerliyoruz.
Tekrar asfalta çıkıyoruz ve bu defa biraz daha dikleşen rampayı çıkmaya çalışıyoruz.
Sevgili Onur geliyor…
Yol üzerinde çeşitli manzaralara rastlıyoruz. Tarlada ve bahçede çalışan köyüler sürekli bir şeyler yememiz için teklif ediyorlar. Çevre ise; domates, üzüm, elma ve kabaklarla dolu…
Rampa çıkarken bir dinlenme molası…
Yoldaşım ağaç gölgesinde dinlenirken…
Nihayeti Üzümlü’ye varıyoruz. Bir çay bahçesi önünde duruyoruz ve Üzümlü’den İlhan Ağabey ile tanışıyoruz. Bize çay ısmarlıyor. Bisküvi eşliğinde çaylarımızı yudumluyoruz.
Çaylarımızı yudumlarken İlhan Ağabey ile muhabbete başlıyoruz. Üzümlü’nün adını aldığı üzümlerden konuşuyoruz. Dünya’da sadace burada yetişen “Cimin Üzümünü” yememiz için bizi bağa davet ediyor. Bizde teklifi geri çevirmiyoruz ve bağa doğru yola koyuluyoruz. İlhan Ağabey önce motosikleti ile bizde arkasında bisikletlerimiz ile takip ediyoruz. Çok geçmeden bağa geliyoruz ve başlıyoruz üzüm yemeye…
Bağ bozumu zamanı olduğu için üzümlerin sonu kalmış ve asmalar sararıp solmaya başlamış. Cimin Üzümü normalde siyah ama arada sırada beyaz olanını da dikiyorlar.
Bu arada önemli bir not daha. Şarabı yapılmayan tek üzüm türü olduğunu da belirtmek isterim.
Kurumuş yapraklar…
Sevgili Çağdaş ve Üzüm Bağı…
İlhan Ağabey ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz ve her şey için teşekkür ederek ayrılıyoruz.
Bayırbağ’a doğru bağların arasından toprak yolda ilerliyoruz.
Bayırbağ Mesire Alanına ulaşıyoruz sonunda. Dinlenmek için bir an önce içeri giriyoruz.
Sevgili Onur’da varıyor girişe…
Mesire Alanının güzellikleri ile karşı karşıyayız… Yoldaşım bana poz veriyor burada…
Sevgili Çağdaş sudan geçerken yakalanıyor objektiflere…
Mesire Alanından bir fotoğraf daha…
Bir ağaç gölgesi ve su başında dinlenmeye başlıyoruz. Üzümlü’den aldığımız çikolataları burada yemeye başlıyoruz.
Gürül gürül akan buz gibi su…
Sevgili Çağdaş ve Onur dinleniyorlar…
İyice dinlendikten ve gezdikten sonra artık dönüşe geçiyoruz. O kadar rampadan sonra uzunca bir süre ineceğiz. Tüm tedbirimizi alarak inişe geçiyoruz. Özgürüzzzz…
Son fotoğrafımız ise Erzincan’a 10 km kala oluyor. Erzincan’a ulaştıktan sonra arkadaşlar ile bir daha ki turda buluşmak üzere sözleşerek ayrılıyoruz.
Bu güzel tur için Onur, Çağdaş ve Samet’e çok teşekkür ederim. Bir sonraki turda daha kalabalık olmak dileği ile…
Güzergah Haritamız;
Sevgi ve Saygılarımla…
Merhaba serkan yi güzel bir geziyi, arkadaşların eşliğinde bizimle paylaştığın için tşkler.
Erzincandan güzel kareler sundun özellikle en sevdigim meyvelerden biri olan üzümü cok sevdim.. Bol pedallı günler
Serkan’cım güzel bir gezi olmuş, Doğanın sonbahara geçiş döneminde olması da güzel görüntülere yol açmış. Cimin üzümü hakkındaki bilgi ise enteresan, demek her üzümden şarap olmuyormuş. Sular dereler her şey çok ama çok güzel. Sana ve senin nezdinde, beraberindeki arkadaşlara da selam ve sevgiler…
sadece ve sadece üzülüyorum.rahatsızlığım yüzünden böyle gezilerden uzak duruyorum.sizlere bakıp…offf..offf.diyorum.neyse arkadaşlar sizler en güzelini yapıyorsunuz…bana böyle bakmak kalıyor…
Gene harikasınız. Çok teşekkürler. Üzümü bende merak ettim aslında şarap neden yapılamıyor,yapılırsa nasıl oluyor diye. Hz. Google’a danışalım bakalım.
Sevgiler.
Beni de bu geziye davet edip mükemmel bir gün gecirmemi sağlayan sevgili Serkan ve Onur a teşekkürler
bu geziye biraz gecte olsa yorum yazmak geldi içimden bu kadar güzel bir geziyi nasıl kaçırdım şansısızım 🙂 fotograflar çook güzel harika bir yer düşünmüşşünüz arkadaşlar paylaşım harika bol pedallamalar.s .BAĞLAN
Merhaba;
Böyle damdan düşer gibi konuya giriyorum ama, Çağdaş arkadaşımızın maşasız bisikleti ile, engebeli köy yollarında sizinle pedal bastığını gördüm. Bu tip maşasız (hibrit) bisikletlerle, bu yollarda gidilebiliyor mu? 🙂 Çok sorun olmadı mı?
İyi gezmeler, takibinizdeyiz 🙂