Doğu Akdeniz Turu 4.Gün ( İskenderun – Hatay )

12 Mart 2008

Sabah erken kalkıyoruz. İsmail gelecek onu karşılayacağız ve birlikte Hatay’a doğru pedallayacağız. Tam hazırlanırken telefon çalıyor, arayan İsmail. Gelmiş İskenderun’da öğretmenevini arıyor. Kısa bir tariften sonra aşağı iniyorum ve İsmail geliyor. Bisikletleri hazırlamamıza yardımcı oluyor. Çok geçmeden Kevser’de iniyor. Hep birlikte kahvaltı yapacak bir yer arıyoruz. Güzel bir yer buluyoruz ve hemen poaçalarımız alarak çayı bekliyoruz. İki bardak çay eşliğinde poaçalarımız yiyoruz. Ardından daha fazla vakit kaybetmemek için yola koyuluyoruz. İskenderun’u geride bırakırken Belen rampasınıda tırmanmaya başlıyoruz. İskenderun arkamızdan bizi uğurluyor.

Yavaş tavaş tırmanış başlıyor ve üzerimizdeki fazlalıkları tek tek çıkartıyoruz. Sabah hava serin olduğu için biraz fazla giyinmişiz. Güneş yüzünü gösterdikçe, rampa ile birlikte bizi terletiyor. Belen giriş tabelasına zar zor varıyoruz.

Bu girişten sonra merkeze ulaşabilmek için yine kilometrelerce pedal çeviriyoruz. Duble yol olmasından dolayı rahat bir şekilde yol alıyoruz. Araçlar rahatsız etmiyorlar. Bir marketin önünde durarak biraz enerji takviyesi yapıyoruz. Yoksa bu yolu çıkamayız.

Molanın ardından tekrar pedallar dönüyor ve rampa tırmanmaya devam ediyoruz. Belen ilçe merkezinden geçiyoruz. Belen arkamızda kalıyor.

Rampa tırmanmaya devam. Önümüze çıkan tabelada Hatay’a 50 km daha yolumuzun olduğunu gösteriyor. Ama biz onu değil, rampanın ne zaman biteceğini düşünüyoruz.

Ardarda pedallamaya devam ediyoruz. Muhabbet ediyoruz rampa çabuk bitsin diye.

Artık zirveye biraz daha yaklaştığımızın farkındayız. Çünkü önümüzde sonu görünmeyen bir dağ var. Ha gayret arkadaşlar.

Vee zirvedeyiz. Belen Geçidi zirvesindeyiz. Aşağıda Amik Ovası boylu boyunca uzanıyor. Oraya kadar inecek olmamız mutlu bir son.

İnişe geçiyoruz, zevkle inerken bir petrol istasyonunda kısa bir mola veriyoruz. Hem ihtiyaç hemde gıda molası. Molanın ardından aşağıya kadar iniyoruz ve birbirimizi bekliyoruz.

Bu noktadan sonra Amik Ovasını düzlüğünde pedallamaya başlıyoruz. Uzun bir süre gittikten sonra karşımızdan rüzgar yemeye başlıyoruz. Bisiklet kullanmanın işkenceye dönüştüğü noktadır artık. 15-20 dakikada bir duruyoruz. Yolun biran önce bitmesini istediğimiz için yol bitmek bilmiyor. Hatay’a 20 km kala.

Er geç söylene söylene Hatay’a varıyoruz. Ama ilk önce otogara gidip otobüslerimizin hareket saatini öğreneceğiz. Biletlerimizi ayarlayıp, ardından gezmeye geçeceğiz. Otogara ulaşmamız saat 14.00’ü buluyor. Benim otobüsümün saati 15:45 olduğu için ve Hatay’ı biraz daha iyi gezebilmek için bir sonraki güne biletlerimizi alıyoruz. Biletlerimizi ayarladıktan sonra kalacak yer aramaya koyuluyoruz. Yine her zaman ki gibi ilk olarak Öğretmenevine gidiyoruz. Yerlerimizi ayarlayıp, soyunup döküldükten ve güzel bir duşun ardından lobide toplanıyoruz. Önce Hatay merkezi gezelim diyoruz.

Hatay şehir merkezinde biraz dolaştıktan sonra Arkeoloji Müzesine gidiyoruz. Olaylı girişin ardından keyifle gezmeye başlıyoruz. Sizleri Antakya Arkeoloji Müzesi ile başbaşa bırakıyorum.

Aşağıdaki fotoğrafda yan tarafta yazan yazıyı okumanızı isterim.

“M.S. 3. yüzyılda yapılmış, Samandağ’ında bulunmuştur. Sağda ve solda madalyon içinde birer atlet portresi, ortada atletlerin çalışma yeri tasvir edilmiştir. Atletler, hangi yöne gitseniz bakışlarıyla sizi takip etmektedirler.”

Arkeoloji müzesi kapanacağı için terketmek zorunda kalıyoruz. Ama bütün her yerini uzun uzun geziyoruz. Karnımızın zil çalması üzerine yemek yiyecek bir yer arıyoruz. Amacımız yörelsel ürünler ile beslenmek olduğu için uzun uzun arıyoruz.

Sonunda kesemize uygun bir yer buluyoruz ve karnımızı doyuruyoruz. Ardından Hatay’ı gezmeye devam ediyoruz. Şansımızdan şehir merkezinde bir kermes varmış. Yöresel ürünleri en iyi orada buluruz ve en iyi orada bilgi alırız diyerek gidiyoruz.

Burada da güzelce yiyip içtikten sonra gezmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Antakya Belediyesine ait güzel bir parkta, çay bahçesine oturuyoruz. İçeceklerimizi yudumlarken yarının planını yapıyoruz.

Saatimize bakıyoruz ve yatma saatimizin geldiğinin farkına varıyoruz. Öğretmenevinin yolunu tutuyoruz.

Günün vermiş olduğu yorgunluk ile yastığa başımı koyar koymaz uykuya dalıyorum.

Gün Toplam: 64,75 Km
Bisiklet Üzerinde Geçen Zaman: 04:25:47
Ortalama Hız: 14,6 Max. Hız: 60,6

Sevgi ve Saygılarımla…

Doğu Akdeniz Turu 4.Gün ( İskenderun – Hatay )” üzerine 9 düşünce

  • 24 Eylül 2008, 15:37
    Permalink

    serkan abicim aynı markette ve benzin istasyonunda mola vermiş olmamız bi tesaadüfmü yoksa:) ama biz iniş bitipte düzlüğe geçtikten sonra rüzgar yoktu rahat gitmiştik güzel bi geziolmuş saygılar..

  • 24 Eylül 2008, 16:29
    Permalink

    Pedalınıza kuvvet arkadaşlar.

    Serkan,dostum güzel bir site hazırlamışsın.Hem görselde hem de işlevsel olarak güzel bir site emeğine sağlık.
    Kalemini de fotoğrafın gibi güçlendiriyorsun,yolun açık olsun arkadaşım..

  • 24 Eylül 2008, 17:57
    Permalink

    selam
    anılarım canlanıp karnım acıktı sizin yüzünüzden antakyada olmak o deli çıkışa ve rüzgara değer inanılmaz bir yer masal diyarları gibi bir yer
    GPA 2 de görüşmek dileğiyle yolunuz açık olsun

  • 24 Eylül 2008, 18:19
    Permalink

    Selamlar Serkan abi,
    Sanırsam bu turun son günü idi.Yazının sonuna gelince sanki kendi turum bitmiş gibi bi boşluk kapladı içimi…

    Site cidden çok derlitoplu.Hiç bi eksik göremedim 😀 Umarım bu site aracılığıyla geniş kitlelere ulaşır, Türkiye’de tur bisikletini iyi bir yerlere getirebilirsin.

    Pedallarımız seninle 😉

  • 25 Eylül 2008, 09:36
    Permalink

    Sevgili Serkan,
    Sayenizde oralarda pedallamış gibi oldum hakikaten güzel bir güzergah olmuş. Katılan arkadaşların güzelliği ile yol daha da zevkli olmuştur. Bende gittiğim yerlerde arkeoloji müzesi saplantısı olanlardanım Ülkemizin tarihi güzellikleri müzelerde keşfedilmeyi bekliyor. Resmler ve paylaşım için teşekkürler;)
    Sevgiler

  • 26 Eylül 2008, 16:05
    Permalink

    önemli oılan sadece gezmek we deil önemli olan serkan senin gibi bilerek anlıyarak bişleri kurtarabilerek gezebilmektir hayat boyu bu haklı doğa mücadelende yanınd aolmak dileğiyle

  • 27 Eylül 2008, 02:51
    Permalink

    fotoğraflar altına düştüğünüz notlar iyice canlandırıyor karelerinizi
    öyle kı cektıgınız tatlı yorgunluk sonundaki o dınlendırıcı uykuyu sankı kendım yasamıs gıbı oldum.mozaiklere de ayrıca bayıldım cok guzeller.

  • 08 Aralık 2013, 12:58
    Permalink

    İyi gÜNLER Çok gzel bir tur olmuş ayagınıza saglık :d

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.