Merhaba Sevgili Pedalla Dostları,
Bu sefer iki günlük bir tur ile karşınızdayız. Eğirdir Gölünün çevresini bisikletlerimizle dönmek için araçla Muğla’dan Eğirdir’e geldik. 28 Eylül sabahı buradan yola çıkarak Barla tarafından Yalvaç’a gidip bir gece kalacağız. Ertesi gün Gelendost üzerinden tekrar Eğirdir’e gelerek turumuzu tamamlayacağız.
28 Eylül 2013
Saat 9.00’da hareket edeceğimiz için 8.00 gibi Eğirdir’de oluyoruz. Bisikletlerimizi araçtan indirip toplamaya başlıyoruz, onları ayaklandırdıktan sonra kahvaltı için bir yer arayışına çıkıyoruz. Açık bulduğumuz bir çorbacıda alıyoruz soluğu. Afiyetle karnımızı doyurup, burada bütün arkadaşlarla toplanıyoruz. Muğla’dan Feridun, Murat ve ben, Köyceğiz’den Merih, Nil ve Mehmet, Burdur’dan Burçin, Hasan ve Ziya ile birlikte 9 kişi olduk.
Saatimiz tam 9.00’u gösterdiğinde pedallar Eğirdir Gölü kıyısında dönmeye başlıyor. İlçe merkezinden rampayla çıkıp Barla yoluna giriyoruz.
Buradan sonra yolumuz bize en güzel manzaraları sunmaya başlıyor. Gölün kenarından kıvrılarak hafif inişli çıkışlı yolda pedal çeviriyoruz.
Muğla’dan Murat Abimiz aramıza yeni katılanlardan. 🙂 Azminden dolayı kendisini tebrik etmek gerekir. Uzun kısa demeden her tura katılmak için can atıyor. 🙂
Eğirdir’i geride bırakırken şöyle bir geriye dönüp baktığımızda sivri tepe dikkatleri çekiyor. Güçlüyüz, Cesuruz, Hazırız yazısının yazdığı yamaçları buradan görebiliyoruz.
Önümüzde ise 2737 metre yükseklikteki Barla Dağının manzarası ayrı bir güzellik. Elma bahçelerinin arasından sıyrılarak pedallarımızı çevirmeye devam ediyoruz. Ben sık sık fotoğraf çekmek için duruyorum ve ardından arkadaşlarıma yetişmek için var gücümle asılıyorum pedallara. 🙂
Eğirdir Gölünün sakinliği ve sessizliği o kadar huzur veriyor ki kelimelerle anlatmak çok zor. Bu büyüyü bozmadan yol almaya devam ediyoruz.
Rampaları kâh inip, kâh çıkarak yolun tadını çıkartıyoruz. Tabii bu inişler çıkışlar her zaman kolay olmuyor. İrili, ufaklı onlarcasını geride bırakıyoruz.
Bir süre sonra Barla Belediyesine ulaşıp, merkeze giden kavşaktaki petrol istasyonunda mola veriyoruz. Geriden gelenleri beklerken soğuk bir şeyler alıyoruz. Sabah çıktığımızda serin olan hava artık iyice ısındı ve üzerimizdeki uzun kolluları çıkarmaya başladık.
Tabelada yazan Senirkent ve Afyon ile herhangi bir alakamız olmayacak. 🙂 Bir süre daha bu yolda ilerledikten sonra Yalvaç istikametine döneceğiz.
Yol üzerinde bir çok meyve bahçelerinden geçiyoruz. Bu bahçelerden bizi bağırarak durdurup bazen elma bazen armut ikramları geliyor. Bense bir iğde ağacından dal koparıp bisikletime takıyorum ve yol boyunca iğde yiyerek pedal çeviriyorum. Herkesin hoşuna giden, bisikletimin de süsü oluyor bu arada. 🙂
Aşağıdaki fotoğraf ise Eğirdir Gölünün sevdiğim manzaralarından birisi. 2008 yılında buradan tek başıma geçip gitmiştim ve yine burada bir fotoğraf çekmiştim. Yıl 2013 ve beş yıl aradan sonra yine aynı yerdeyim.
Bu güzel manzarada Nil de bir fotoğraf istiyor.
Tabii yol arkadaşımı çekmeden devam etmiyorum.
Bu kadar oyalanmanın ardından tekrar yola koyuluyoruz ve arkadaşlarımızı bekletmemek için hızlanıyoruz. Bu bölge aynı zamanda sulak alan koruma sahası. O nedenle Çevre ve Orman bakanlığı tarafından korunuyor. Yılda binlerce kuşa ev sahipliği yapıyor. Bunların arasında su kuşları kadar, yırtıcı kuşlar ve ötücü kuşlarda yer alıyor.
Yine güzel bir Eğirdir Gölü manzarasında arkadaşlarımı topluyorum objektifin karşısına.
Herkes bisikletinin yanında, hareket etmeden hemen önce bir poz daha veriyorlar bana, tabii beni çeken yok 😀
Kilometreler altımızdan akıp giderken biz keyfimize keyif katarak pedallamaya devam ediyoruz.
Türkiye’nin sayılı temiz kalmış göllerinden Eğirdir Gölünün her köşesi ayrı güzel. Her dönemeç bizi sürpriz manzara ile karşılıyor. Yılan gibi kıvrılmış yoldan salıyoruz bisikletlerimizi aşağıya…
Doğal sazlık alanda kim bilir kaç tane kuş yuvası var. Cıvıltılarını dinleyerek devam ediyoruz…
Bölgede yaygın biçimde küçük baş hayvancılığı boy gösteriyor. Göl kıyısında dinlenen sürüyü izliyoruz bir süre. Tam fotoğraf çekerken hızla kadraja yetişen Murat Abiye gelsin bu fotoğraf. 🙂
Keçi sürüsünü daha fazla rahatsız etmeden arkadaşlara yetişmek üzere yolumuza devam ediyoruz.
Akkeçili Köyüne yaptığımız kısa bir tırmanış ile varıyoruz. Akkeçili diyo da; biz hep kara keçi gördük? 🙂 Burada durmadan devam ediyoruz. Bu arada karnımız acıktı ve yemek için aklımda olan yeri söylüyorum arkadaşlara. Zaten farklı bir alternatif de yok. Senirkent – Yalvaç kavşağına kadar dayanmamız gerekiyor.
Yolumuz üzerinde bir kare aldıktan sonra karşımızda boylu boyunca uzanan muhteşem bir yolla karşılaşıyoruz. Anca bunun sonuna doğru yemek yiyebileceğimiz yere ulaşacağız.
Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece şarkısı geliyor aklıma. Ben de mırıldanarak pedal çeviriyorum. 🙂
Arkadaşlar bir kare daha istiyorlar. Onları kıramıyorum ve çantadan tekrar çıkıyor makine 🙂
Bu arada ‘Hurda Elma’ diye bir kelime öğreniyorum. Çürük ve bozuk elmalar buraya getiriliyor ve sanırım meyve suyu yapımı için fabrikalara gidiyor. Tabelada “Hurda Elma Alım Yeri” yazıyordu. 🙂
Şuhut, Senirkent ve Yalvaç kavşağına nihayet ulaşıyoruz. Yolumuza sağ taraftan devam edeceğiz. Ama önce karnımızı doyurmak için sol tarafta bulunan tesise gideceğiz. Ondan başka yemek yiyebileceğimiz bir yer yok yakında. Hepimiz acıktık ve bir an önce karnımız doysun istiyoruz.
Yemek yiyeceğimiz yere ulaşıp menüyü öğreniyoruz. Tüm arkadaşlar toplanıncaya kadar bekliyoruz. Nil gelirken hafiften pan tekniği ile çekmeye çalışıyorum. Bu gün ışığında ancak bu kadar oluyor. 🙂
Herkes geldikten sonra ne yiyeceğimize karar veriyoruz. Saç kavurma pek başarılı olmasa da alternatif olmadığı için yemek zorunda kalıyoruz. Yemeğin hazırlanma süreci baya uzun sürdüğü için yemeklerimizi yer yemez harekete geçiyoruz.
Tam bu sırada tesise giren elma yüklü traktör bize bir kasa elma ikram ediyor. Hepimiz yanımıza alabildiğimiz kadar elma alıyoruz. 🙂 Sonuncuyu elime alıp yiyerek pedal çevirmeye başlıyorum. 🙂
Bugünkü hedefimiz olan Yalvaç’a 50 km yolumuz var. Son 10 km kalana kadar düz zeminde pedal çevireceğiz. Ardından bir kaç tane güzel tırmanış bizi bekliyor olacak. 🙂
Düz yolda pedal çevirirken sıkılıyoruz. Herkes yine kendi temposunda pedallıyor. Bense geriden iki üç arkadaşımla devam ediyorum.
Karşı dağın yamacında tek başına kalmış ağaç dikkatimizi çekiyor.
Bir süreliğine uzaklaştığımız Eğirdir Gölü ile tekrar yakınlaşıyoruz. Ama çok geçmeden tekrar geride bırakacağız.
İç Anadolu bozkır ikliminde pedallamanın keyfi bir başka oluyor. Gün artık yorgunluğunu hissettirmeye başladı. Ortalamamız iyice düştü ve artık sadece Yalvaç’a ulaşmak için pedal çeviriyoruz.
Eğirdir Gölü manzarasında Nil’i çekiyorum. Bahaneyle dinlenmiş oluyoruz tabii. 🙂
Yalvaç’a son 32 km yolumuz kaldığını gösteren tabela ile artık Eğirdir Gölünden kopuyoruz. Yarın tekrar görüşmek üzere el sallayıp yoluma devam ediyorum.
Arayı açan arkadaşlarımı bir petrol istasyonunda buluyorum. Arkadan gelenleri hep birlikte bekliyoruz. Buradan sonra tırmanış başlayacak ve neredeyse Yalvaç’a kadar sürecek.
Tırmanışlarda tekrar kopuyoruz ve Yalvaç girişinde buluşmak üzere sözleşiyoruz. Burada yine herkes kendi hızında yol alıyor. Yalvaç’a ulaşmak pek kolay olmuyor tabii. İlçe girişine doğru yapılan yol çalışması bizi biraz daha yavaşlatıyor ve toz toprak içinde bırakıyor. Yalvaç girişine ulaştığımızda yine arka grubu bekliyoruz.
Hava kararmadan konaklayacağımız yeri ayarlamamız gerekiyor. Öğretmenevinde rezervasyon yaptırmıştık ama nerede olduğunu bilmiyoruz. 🙂 Arkadan gelen iki kişiye telefon açarak öğretmenevine gittiğimizi oraya gelmelerini söylüyoruz.
Sora sora öğretmenevini buluyoruz ve bisikletlerimizi koyacak yer konusunda kısa bir tartışma yaşıyoruz. Neyse ki sonu tatlıya bağlanıyor ve bisikletlerimizi güvenli bir yere koyduktan sonra odalarımıza yerleşiyoruz. Sıcak duş ile günün yorgunluğunu ve son kilometrelerde yediğimiz tozları üzerimizden atıyoruz. 🙂
Son iki arkadaşımız da öğretmenevine ulaşıyor. Murat Abi aşırı derecede yorgun tabii. Yeni bisikletçi olmasına karşın bu etabı tamamlaması gerçekten takdir edilecek bir durum.
Akşam yemeği için belirttiğimiz saatte hep birlikte öğretmenevi bahçesinde toplanıyoruz. Muğla’da yaşayan Yalvaçlı Ayhan Hocamızın tavsiyesi üzerine bir lokantaya giderek karnımızı doyuruyoruz.
Yemekten sonra ise birkaç nevale alıp öğretmenevinin yolunu tutuyoruz. Hepimizin gözünden yorgunluk ve uyku akıyor. 🙂 Kısa bir akşam muhabbetinin ardından soluğu odalarımızda alıyoruz. 🙂
Toplam Km: 104.32 | Ort.Hız: 17.5 | Max.Hız: 54.0 | Bisiklet Kullanımı: 05:55:45
Eğirdir – Yalvaç Güzergâh ve Yükselti Haritası;
29 Eylül 2013
Turumuzun ikinci gününden merhaba,
Bugün de 9.00’da hareket edeceğimiz için 8.00’de öğretmenevinde kahvaltımızı yapıyoruz. Karnımızı güzelce doyurduktan sonra hazırlanıp yola çıkmak için bahçede buluşuyoruz. Bütün arkadaşlarımız hazır olduktan sonra pedallar dönmeye başlıyor. Yalvaç Öğretmenevini geride bırakarak Gelendost’a doğru yola çıkıyoruz.
Dün akşam çok yorgun bir biçimde öğretmenevine ulaşan Murat Abi bugün kendini iyi hissediyor. Yola devam edecek ama kendini kötü hissettiği yerde Eğirdir’e minibüs ile gidecek.
Gelendost – Isparta yönünü takip ederek Yalvaç ilçesini geride bırakıyoruz…
Dün Yalvaç’a hep birlikte giriş yapamadığımız için toplu bir fotoğraf çekilememiştik. Bugün Yalvaç çıkışında bulunan tabelada hep birlikte tur hatırası olarak kamera karşısına geçiyoruz. Bu defa makineyi otomatik moda kurup 9 arkadaş fotoğrafta yer alıyoruz. 🙂
Ardından Gelendost’a doğru yola çıkıyoruz. Yol resmen akıyor, çok rahatız. Güzel bir tempo ile devam ederken fotoğraf çekmek aklıma bile gelmiyor.
Konya, Isparta anayoluna ulaştığımız noktada Murat Abi kendini iyi hissetmiyor ve minibüsle Eğirdir’e gitmek istiyor. Ama burada minibüs bulmak pek kolay değil. Gelendost’a kadar idare edebilirse orada bulmak mümkün olur diyoruz. Böylelikle Gelendost’a kadar birlikte pedallıyoruz.
Gelendost ilçe girişinde fotoğraf çekip ilçe merkezine doğru devam ediyoruz. Burada Murat Abiyi durağa gönderip 8 kişi devam ediyoruz.
Gelendost geride kalırken Eğirdir’e 42 kmkalmış.
Turlarda keyifle pedal çevirmeme sebep olan brooks ve kelebek gidon ikilisini aynı kareye sığdırıyorum 🙂
Düne göre trafiği daha yoğun bir yoldayız ve bugün de sağımız elma bahçeleri, solumuz elma bahçeleri. Hurda elmaları gören Merih Abi ve Feridun Abi hemen fotoğraf için poz veriyorlar. 🙂 Elmalar nedeniyle bölgenin muhteşem bir kokusu var. Fakat hurda elma bölgelerinde burnumuzdan nefes almamaya çalışıyoruz 😀
Eğirdir’e giderek yaklaşıyoruz. Bu sırada Murat Abiden telefon geliyor; minibüsle Eğirdir’e doğru ilerliyormuş. Şimdi daha rahat pedallıyoruz 🙂
Dün Yalvaç’a yaklaşırken göl manzarasından kopmuştuk bugün yine karşılaşıyoruz. Gölün bu yakasındaki manzaralar diğer yakasına göre farklı. Diğer tarafın manzaraları daha doğaldı. 🙂
Uzun süre molasız pedalladıktan sonra bir çay bahçesinde mola veriyoruz. Buradan Feridun Abi bizi görmeden devam ediyor. Arkasından bağırmamıza karşın sesimizi duyuramıyoruz. 🙂 Birkaç defa telefonla ulaşmaya çalışsak da cevap vermiyor ve nasıl olsa ileride bir şekilde buluşuruz diye pes ediyoruz.
Merih Abi buradan dün yamacından geçtiğimiz Barla Dağını gösteriyor.
Çaylarımızı yudumladıktan sonra tekrar yola çıkıyoruz. Güzel yol manzaraları ile pedallamaya devam ediyoruz. Feridun Abi ile biraz ileride buluşuyoruz.
Burada Eğirdir Gölünden birkaç kare çekiyorum…
Göl üzerinde bulunan Sakar Meke kuşları bizleri görünce uzaklaşıyorlar, oluşturdukları görüntü ilginç. 🙂
Makine elimde bir göl, bir dostlar karesi.. 🙂
Eğirdir’e son 22 km yolumuz kaldı. Üzülsek mi, sevinsek mi bilmiyoruz. Tur bitsin istemiyoruz sanki.
Biraz ilerledikten sonra tekrar mola veriyoruz.
Bulunduğumuz noktadan Eğirdir çok güzel görünüyor. Oraya ulaşmak pek kolay değil tabi. Daha önümüzde çıkmamız gereken bir rampa daha var.
Eğirdir Gölü manzaralarına devam…
Burçin ve Feridun Abi…
Yolumuza devam ediyoruz ve bir süre sonra tırmanmaya başlıyoruz. Havanın sıcaklığı ile biraz bunalıyoruz. Üç kilometre tırmanış sonunda iniş başlıyor ve Eğirdir giriş tabelasına kadar iniyoruz. Artık çok az yolumuz kaldı merkeze.
Bu arada Eğirdir’de yaşayan Onur ile telefonlaşıyoruz. Onur daha önce bizimle Isparta’dan Antalya’ya turunda pedallamıştı. Bizi Eğirdir girişinde karşılamak istiyor.
Saat 13.40 gibi Eğirdir otogar kavşağında Onur ve Murat Abi ile buluşuyoruz. İlk olarak karnımızı doyurmak için lokantaya gidiyoruz. Ardından Onur’un rehberliğinde Eğirdir’i gezmeye koyuluyoruz. Kalenin içinden geçip adaya doğru devam ediyoruz. Araçlarımızı zaten o tarafa park etmiştik.
Ada etrafında bir tur dönüyoruz.
Dönüp araçlarımızın bulunduğu yere geliyoruz. Bu güzel tur için arkadaşlarıma ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Çok güzel iki gün sonunda turumuzu başladığımız yerde bitiriyoruz.
Bundan sonra dönüş telaşı başlıyor. Bisikletlerimizi araçlara yükleme işlemi tamamlandıktan sonra Eğirdir’den ayrılıyoruz. Yolumuz üzerindeki Salda Gölünde kahve içiyoruz ve akşam 21.00’de Muğla’ya ulaşıyoruz.
Yalvaç – Eğirdir Güzergâh ve Yükselti Haritası;
Saygılarımla…
Samsun’dan saygı ve sevgilerimle. Memleketimiz yalvaç özlemişiz sayenizde görüyoruz takipteki