29 Eylül 2012
Merhaba Sevgili Arkadaşlar,
Uzun zamandır sitemize yeni gezileri giremediğim için üzgünüm… Kaldığımız yerden devam edelim… 🙂
29-30 Eylül 2012 tarihinde Kuşadası’nın Güzelçamlı Beldesinde düzenlenen bisiklet festivaline katıldık. 500’e yakın katılımcı ile bisiklet sürdük.
Cuma gecesinden Akyaka’dan yola çıkarak 5 arkadaş ulaşıyoruz Güzelçamlı’ ya. Çadırlarımızı kurup yarın başlayacak olan etkinlik için sabırsızlanıyoruz. Tabii bu sırada uzun zamandır görmediğimiz arkadaşlarımızı görüyor, onlarla vakit geçiriyoruz. Sabah erken uyanmak gibi bir durumumuz olmadığı için gece saat 01:00’i buldu yatmak. Program yarın 11:00 gibi başlayacak çünkü.
Her ne kadar erken uyanmak istemesek de çadırın içinde ancak 8:00’e kadar uyuyabildim. Bu saatten sonra çadırın içi güneşten ısınıyor ve durulmaz hale geliyor. Kahvaltımızı yaptıktan sonra toplanıyoruz ve yine arkadaşlar ile birlikte Güzelçamlı’ yı şöyle bir gezelim diye çıkıyoruz yola. Tabii bu sırada saat 10:00’u çoktan geçmiş oluyor.
Öncesinde kamp alanımızdan bir kaç görüntü… 🙂 Her ne kadar kamp kuran varsa da, bir o kadar da otelde kalan var.
PEDALLA formalarımız ile mavi mavi güzel görünüyoruz. 🙂 Ya da bize öyle geliyor. 🙂 Saat 11:00′ e doğru buluşma noktamıza geliyoruz ve burada organizasyonun başlamasını bekliyoruz. Tabii yine eş-dost muhabbeti devam ediyor.
Her katılımcı kayıt altına alınıyor ve numaralanıyoruz. 🙂
Ankara’dan, Denizli’den, Eskişehir’den, Afyon’ dan, Muğla’dan dostlar ile çay, kahve muhabbeti. 🙂
4. kez düzenlenen festivale bu yıl ben ilk defa katılıyorum. Daha öncelerinde hep bahsettiğim gibi kalabalıkta bisiklet kullanmak pek hoşuma gitmiyor. Sevdiğimiz, görmek istediğimiz arkadaşlarımız ile birlikte olmak, amaç. 😉
Belediye Başkanı ve Akut başkanı Nasuh Mahruki’nin konuşması ile etkinliğe start veriliyor. Bisikletlerimize atladığımız gibi Güzelçamlı sokaklarında pedallamaya başlıyoruz. Kalabalık grup ile biraz zor hareket ediyoruz.
Güzelçamlı sokaklarından tekrar kamp alanına doğru yönelip, oradan milli parka doğru devam ediyoruz.
Milli Park girişinde nedenini bilmeksizin güneşte bir süre bekliyoruz . 🙂 Sonra sıra ile giriyoruz ve yolumuza bu defa çok daha güzel manzaralar ile devam ediyoruz. Sağ tarafımızda masmavi bir deniz, önümüzde yemyeşil bir orman. Oksijen içinde keyifle pedal çeviriyoruz. Bir süre sonra burada grup dağılıyor ve daha rahat pedal çevirir duruma geliyoruz. Arada verilen su molaları dışında pedallamaya devam ediyoruz. Kısa inişler ve çıkışlar ile burası çok güzel.
Bir tane de kendimden bir fotoğraf koyayım. Mutlu insan profili ve hemen yanımda sevgili Urim Baba.. 🙂
Bu noktada duruyoruz kısa bir mola için. Toplandıktan sonra aşağıya doğru inişe geçiyoruz. 🙂 İkinci koya girip orada denize girilecek ve öğle yemeği molası verilecek.
,
Bu noktadan kanyona giriş yapılıyor. Kanyon gezisi yapmak isteyenler yarın buraya gelecekler. Normalde kapalı olan alan bu festival için açılıyor. Burası aynı zamanda askeri bölge, o nedenle sadece yarın gezilebilecek. Bölgeyle ilgili bilgileri tabeladan kısaca okuyup devam ediyoruz.
Öğle yemeğini yiyeceğimiz koya giriş yapıyoruz. Burada bisikletleri park ettiğimiz gibi bir masa buluyoruz kendimize. Tabii bir süre sonra yemek dağılacak masa bizimkisi seçilince kendimize farklı bir masa buluyoruz. 🙂 Denize girmek isteyenler denize giriyor, istemeyenler ise dinleniyor ve ortamın tadını çıkartıyor. 🙂
Yemek saatinde sıraya giriyoruz ve yemeklerimizi alıyoruz. Ekmek arası aperatif bu turlar için en güzel çözüm yolu. Karnımızı tok tutmaya yetiyor nasıl olsa. 🙂
Deniz çok güzel görünüyor ama beni pek cezbetmiyor. Doğanın tadını çıkartıyorum. Arkadaşlar ile muhabbete devam ediyoruz ve dinleniyoruz. Tatil yapıyoruz sonuçta. 🙂
Bir süre orman içinde yürüyoruz. Burada daha önceki yıllardan gördüğüme göre yaban domuzları vardı. Ve neredeyse evcilleşmişlerdi. Onları belki görürüz diye dolaşıyoruz ama şanssızım ki bir tanesini bile göremiyorum. Sahile dönüyoruz.
Denizi izlemek, girenleri fotoğraflamak iyi geliyor. Urim Baba plajdan koşarak suya balıklama atlıyor. 🙂 Bu anı yakalamak güzeldi.
Hemen ardından ise Olcay & Sema çifti özgürlüğün sembolü adına bir gösteri sergiliyorlar. 🙂 Bu güzel manzarada havalara uçmak gibisi yok. 🙂
Burada epey vakit geçirdikten sonra artık dönüşe geçiyoruz. İstikamet kamp alanı ve geldiğimiz yoldan tadını çıkartarak gidiyoruz.
Kamp alanına varmadan hemen önce Zeus Mağarasına dönüyoruz ve orayı geziyoruz.
Buz gibi suyu olan mağaranın yanındayız. Tabii ki hiç birimiz girecek cesareti bulamıyoruz. 🙂 O nedenle seyretmekle yetiniyoruz. 🙂
Serpil ve Nil mağaranın girişindeler… 🙂
Bu defa objektifin karşısına ben geçiyorum. 🙂
Zeus gezisinin ardından belde merkezine giderek market alışverişi yapıyoruz. Çıkışta kapının önündeki ağacın altına bağlanmış bisikleti fark ediyoruz, sepetini çöp yapmışlar. Bu manzara karşısında gülmeden edemiyoruz. 🙂 Bizde birkaç çöp bırakmadan gitmiyoruz tabii ki. 🙂
Buradan sonra kamp alanına dönüyoruz ve akşam yemeği saatine kadar vakit geçiriyoruz. Yemek esnasında akşamki program hakkında bilgilendiriliyoruz. Hemen yan tarafta bulunan bar da eğlence varmış. Oraya katılacağız ve doyasıya eğleneceğiz.
Saat 21:00 gibi disco-bar’ a doğru gidiyoruz ve ilk olarak ikram içeceklerimizi içiyoruz. Sonrasında ise eğlencenin içinde buluyoruz kendimizi. 80’lerden günümüze kadar çalınan müzik eşliğinde gecenin tadını çıkartıyoruz. Bu eğlence sırasında fotoğraf çekmeyi akıl bile edememişim. Bu manzaralar bize kalsın artık. 🙂 Gece yine geç saatte anca uyuyabiliyoruz.
30 Eylül 2012
Bugün program tamamen boş. İsteyen tekne turuna gidiyor, isteyen kanyona bisiklet sürmeye, isteyense koylara gidip denize giriyor. 🙂
Biz tercihimizi denize girmekten yana kullanıyoruz. Kamp alanına yakın ilk koya gidiyoruz. Su bana soğuk geldiği için diz hizasına kadar girdikten sonra geri çıkıyorum ve arkadaşlar ile muhabbete devam ediyorum. 🙂 Feyyaz ve Urim Baba ile güzel bir muhabbet tutturuyoruz.
Urim baba ve Feyyaz’dan bir kare. 😉
Burada güzel güzel vakit geçirdikten sonra kamp alanımıza dönüşe geçiyoruz. Daha fazla geç olmadan Akyaka’ya döneceğiz. Feyyaz, Nil ve ben üç kişi geldik. Yine aynı kadro geriye döneceğiz. Kamp alanında saat 13:00 gibi öğle kumanyamızı alıyoruz ama pek aç olmadığımız için, sonra yemek üzere araca koyuyoruz. Kamp alanımızdan son bir kare çekiyorum bu sırada.
Çadırlarımızı toplayıp, bisikletlerimizi söküp araca yerleştiriyoruz ve artık yola çıkmaya hazırız.
İsmail ile Serpil’de Eskişehir’e doğru yola çıkacaklar ama İsmail hala yok ortada. Serpil’in yalnız kalmaması için İsmail’i bekliyoruz ve anca 14:30 gibi yola çıkabiliyoruz. Geldiğimiz yolun aksine farklı yoldan geriye dönüş yapıyoruz geze geze.
Güzel bir etkinliği daha bitirmiş olmanın mutluluğu ile evlerimize ulaşıyoruz…
Sevgilerimle…
Dostum 🙂 paylaşım için teşekkürler… Bilirsin, çok katılımın oldugu organizasyonlar bize birazcık ritim kaybettiriyor 🙂 Bir bakıma iyi… Bisiklet kullanımının yükseldigine şahit oluyoruz, okşanıyor bazı yerlerimiz…
Seninle, herhangi bir cografyada Pedalla’yor olmak bana keyif veriyor dostum.
Yol ve muhabbetle.
Paylaşım ve emek için teşekkürler. Gerçekten güzel bir tur olmuş. Önümüzdeki festivalde görüşmek dileğiyle.