14 Nisan 2011 ? Wadi Mujeb – Jufat
Merhaba Arkadaşlar,
Amman’dan ayrılmadan önce Hollanda Büyükelçisini ziyaret etmeye gidiyoruz. Yaklaşık bir saat kadar vakit geçiriyoruz yanında. Tabi bütün konuşmalar kendi dillerinde olduğu için biz sadece oturmak ile yetindik.
Bir saatlik muhabbetin ardından çıkmak için ayaklanıyoruz. Amman’da bulunan Hollanda Büyükeliçiliğinin fotoğrafını çekiyoruz dışarıdan.
Buradan sonra bisikletlerimize kavuşacağımız noktaya gidiyoruz. Madaba’nın içinden geçerek yüksek bir yere gidiyoruz. Çok güzel bir manzara bizi karşılıyor. Buradan sonra inmeyi düşünüyorum ama pek öyle düşündüğüm gibi olmuyor. Geldiğimiz yöne doğru gidecekmişiz.
Aşağıda görünen yol beni cezbetse de gideceğimiz yer orası değil. Wadi Mujeb girişinde video çekerken çukura girmiştim. O nedenle lastiğim patlamış. Bisikletimi araçtan indirdikten sonra patlayan iç lastiğimi değiştirmeye koyuluyorum.
Patlayan lastiğimi 10 dakika da halletmiş oluyorum ve kısa bir gezintiden sonra hareket için hazırlanıyoruz.
Hareket ediyoruz ve ilk durağımız Madaba merkezde bulunan Ortodoks Kilisesi oluyor. Burayı ziyaret ediyoruz…
Kilisenin içi…
Kilise gezimizi de bitiriyoruz ve tekrar yola koyuluyoruz. Hızlı bir şekilde Madaba’dan ayrılıyoruz ve yolumuza devam ediyoruz. 20 km kadar gittikten sonra öğle saati olduğu için öğle yemeği için uygun bir yerde duruyoruz. Ekmek arası kayısı reçeli ve muz. 🙂 Süper menüyü indiriyoruz midemize.
Yemek molamızda bitiyor ve tekrar pedallar dönüyor. Geldiğimiz noktadan Lut Gölünü kuş bakışı izliyoruz. Yanına kadar ineceğiz. Bunun ne anlama geldiği çok açık. İnişşşş… 🙂
Bu güzel iniş ara ara molalar ile kesiliyor ve ekibin toplanması bekleniyor. Tam anlamı ile iniş değil ama. Ara ara çıkışlarda bulunuyor.
Geride kalan yolumuz…
Çıkışlardan bir tanesi daha, yavaş yavaş tırmanıyoruz.
Herman ile birlikteyiz, performansı diğer arkadaşlara göre çok daha iyi. Bir o geçiyor, bir ben ve zirveye kadar birlikte gidiyoruz.
Tam zirvedeyiz, buradan sonra çıkış yok ve göle kadar ineceğiz.
Dead Sea yazıyor tabelalarda, ölü deniz diye biliniyor.
Son mola bu zirvede veriliyor ve armut ile enerji depoluyoruz.
Buradan sonra göle kadar hızlı bir iniş gerçekleştiriyoruz. Ardından ana yolumuza çıkıp Amman yönüne pedallıyoruz.
Ekip ile tek sıra halinde gidiyoruz ve bu sırada pek fotoğraf çekme şansım olmuyor. O nedenle molalarda ancak fotoğraf çekebiliyorum. Hava bunaltıcı derecede sıcak, o nedenle yeni bir mola daha veriyoruz. Hemen markete girip soğuk kola alıyorum.
Bu moladan sonra Amman kavşağını geride bırakıyoruz ve Jufat’a gideceğimiz yola giriyoruz. Bu yol çok daha sakin ve trafik yok denecek kadar az. Köylerden geçerek pedal çeviriyoruz.
Yine toplanma molalarından birisindeyiz. Bende çevrede fotoğraflayacak şeyler arıyorum.
Evet bir tane buldum. 🙂
Çevremiz muz tarlaları çevrili ve hurma ağaçları her yanda var.
Jufat’a vardık ve varır varmaz üzerimizde ki formaları çıkartarak taytlar ile kalacağımız yerde bulunan havuza atlıyoruz. Günün yorgunluğunu almak için en güzel yöntem. Biraz yüzdükten ve serinledikten sonra kalacak yerlerimizi ayarlamak için geliyoruz.
Aşağıda fotoğrafta gördüğünüz gibi kıl çadır altında minderlerimiz ve battaniyelerimiz ile uyuyacağız. Hava sıcak o nedenle çok güzel bir tercih.
Kaldığımız yerin dışarıdan görüntüsü.
Bu da gelir gelmez atladığımız havuz. O kadar güzel geldi ki anlatamam. Duştan sonra dinlenme süresi başlıyor ve arkadaşlar havuzun kenarında muhabbet eşliğinde yemek saatini bekliyorlar.
Bende taytımı yıkadım ve kuruması için ağacın üzerine astım.
Şuan burada olmamı sağlayan Erzincan Belediyesi ve Delta Bisiklet’e teşekkürlerimi unutmayayım.
Son fotoğrafım yine havuz başından oluyor.
Müthiş bir akşam yemeğinin ardından, aynı güzellikte ikram edilen künefe çok iyi geliyor. Akşam uyumak üzere yer yataklarımıza geçiyoruz. Bu güzel gün, aynı güzellikte son buluyor.
Gün Toplam Km: 77,52 | Ort. Hız: 22,9 | Max. Hız: 78,4 | Bisiklet Kullanma Süresi: 03:22:47
Tur Toplam Km: 689,95
Güzergah Haritası: Wadi Mujeb – Jufat
Sevgi ve Saygılarımla…
yataklarınız ilğinç geldi…orada uyumak çok hoş olsa gerek…
Bir gün ve bir hikayeyi geride bıraktık yine.
Açık alanda uyumak Semih hoca’nında bahsettiği gibi güzel olsa gerek.
Ayaklarına sağlık.
Aynen öyle Semih Hocam, çok güzeldi. Deliksiz süper bir uyku oldu. 🙂
Çok teşekkürler Aydıncım…. 😉