Cennet ve Cehennem?
09 Temmuz 2007 Mersin – Silifke
Bugün uyku biraz daha ağır basıyor ve nedense uyanamıyoruz saat 7:00’ye kadar. Kahvaltımızı hızlıca yapıyoruz ve yola çıkmak için sabırsızlanıyoruz. Nesim bugün Silifke’ye kadar bana eşlik edecek, sonrasında tekrar bisikleti ile Mersin’e dönecek. Hazırlandık ve yola çıkmak üzereyiz, son olarak hatıra fotoğrafımızı çekiliyoruz.
Mersin şehir merkezinde uzun uzun pedal çeviriyoruz. Yolumuzda bulunan ilçe Erdemli’ye 25 km yolumuz var. Mezitli, Davultepe, Tece derken Mersin’i yavaş yavaş terk ediyoruz.
Şehir stresinden bir an önce kurtulmak için hızlı yol alıyoruz. Erdemli’ye 10 km yolumuz kaldı. Erdemli’de Doğa Derneğinden Önder Çırık bizi bekliyor.
Saat 10:04’te Erdemli’ye giriş yapıyoruz ve hemen Önder Abiyi arıyorum. Merkezde buluşmak üzere hareket ediyoruz.
Önder Abi ile buluşup bir pastahaneye giriyoruz ve bu sıcakta en iyi gidecek olan Dondurmalarımızı sipariş ediyoruz. Muhabbet eşliğinde dondurmalarımızı yiyoruz ve turumdan biraz bilgi veriyorum Önder Abiye.
Bu güzellik için Önder abiye teşekkür ederek yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Erdemli çıkışında Silifke’ye 48 km yolumuz kaldığını görüyoruz. Herşey yolunda devam ediyoruz yolumuza.
Km.ler altımızdan akıp gidiyor. Nesim’de yol bisikleti olduğu için hızlı gidiyor ve bende ona yetişmek için hızlanmak zorunda kalıyorum. 🙂
Yolumuz üzerinde birçok turizm cenneti karşımıza çıkıyor. Sahiller insan kaynıyor, ama biz hiç yüzme niyetinde değiliz. Silifke’ye varmak istiyoruz…
Paşa Türbesinde kısa bir mola veriyorum, biraz soluklanmak için.
Buradan sonra Silifke’ye 29 km yolumuz kalıyor…
Bir süre sonra karşımıza görmek istediğim bir kale olan “Kız Kalesi” çıkıyor. Tabi gidip kaleyi gezemiyoruz ama buradan da çok güzel görünüyor. Birgün de burayı gezmek için geliriz diyerek fotoğraf çekmeye devam ediyorum.
Kız Kalesi fonunda bir Pedalla Türkiye hatıra fotoğrafı. 🙂
Kız Kalesini geçtikten bir süre sonra Cennet Cehennem Mağarası yolu ayrılıyor. Hep görmek istediğim bu yere gitmek istiyorum. Nesim ile birlikte gidonumuzu bu yöne çeviriyoruz ve karşımıza bizi bekleyen rampanın olduğunu görüyoruz.
3-5 km kadar tırmanıyoruz ve Cennet Çukuru ilk olarak bizi karşılıyor. Saatimiz 13:55 ve güneş tam üzerimizde bizi haşlamaya yetiyor. Bu sıcakta bu rampalar bizi öldürüyor resmen. Cennet Çöküğü hakkında kısa bir bilgi;
Burası da Cennet Çöküğü…
Buradan biraz daha ilerleyerek bu defa “Cehennem Çukurunu” görüyoruz. Cehennem Çukuru hakkında kısa bilgi;
Burada da hatıra fotoğrafını eksik etmiyoruz. Yoldaşım ile buralara kadar geldik. Daha ne isterim ki?
Cehennem Çukurundan bir kare… Tabi elimde ki imkanlar ile ancak bu kadar görüntüleyebiliyorum.
Buradan sonra Astım Mağarasına çeviriyoruz rotamızı. Cennet – Cehennemden biraz ötede yer alıyor. Kesinlik ziyaret edilmesi ve gezilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Nesim ile sıra ile mağarayı gezmeye giriyoruz. Normalde ücretli gezmek, ama hiç kimse beni durdurup para, bilet vs sormuyor. Bende tabi hiç aramıyorum ve mağaraya girerek gezmeye başlıyorum. Döne döne aşağı inerek mağaraya ulaşıyorum.
Mağaranın için büyüleyici gerçekten. Astım Hastalarına iyi geldiği için bu ismi almış ve iyileştirici olduğu düşünülüyormuş.
Mağara içinde de kendimi çekme çabalarım sonuç veriyor. 🙂
Mağara gezisinden sonra dışarı çıkıyorum ve bu defa Nesim giriyor gezmeye ve bende onu bekliyorum. Beklerken de çevreden birkaç kare fotoğraf çekiyorum. Akdeniz en güzel mavisi ile selamlıyor beni…
Nesim’de gezisini bitirdikten sonra çıkıyor ve biraz birşeyler atıştırdıktan sonra yolumuza kaldığımız yerden devam ediyoruz. Çıktığımız rampayı bir çırpıda iniyoruz ve anayola ulaşıyoruz. Buradan Silifke’ye doğru pedal çevirmeye devam ediyoruz ve 19 km yolumuz kalıyor.
Kız Kalesi giderek gözlerden uzaklaşıyor bütün güzelliği ile…
Saat 14:25’te Silifke’ye giriş yapıyoruz. Her yerde olduğu gibi burada da ilk iş olarak belediyeye gidiyorum.
Giderken üzerinden geçtiğimiz Göksu Nehrini de fotoğraflıyoruz. Bu nehir buraya adeta hayat veriyor ve Akdeniz ile buluştuğu noktada Delta oluşturuyor. Buranın aynı zamanda Göksu Deltası Önemli Doğa Alanı olduğunu da hatırlatmak gerekir.
Silifke belediyesin ulaşıyoruz ve ben başkan ile görüşmeye giderken Nesim’de bisikletime göz kulak oluyor. Başkanı soruyorum ama yerinde yok, bende yazı işleri müdürü ile görüşüyorum. Ama hiç kimse benimle ilgilenmiyor, bir an önce başlarından savmak için türlü türlü konuşuyorlar. Başkan yok, ne zaman geleceği de belli olmaz diyorlar. Bende projem hakkında bilgilendirmem gerekiyor ve bugün burada kalacağımdan bahsediyorum. Ama ne yaptımsa dinletemiyorum.
Son olarak başkanın sekreterinin yanına giderek başkana ulaşmasını rica ediyorum. Telefon ile başkanı arıyor ve telefonu bana veriyor. Hemen oracıkta 2 dakika içinde projemi anlatıyorum ve kalacak yer konusunda yardımcı olmasını söylüyorum. Hiç bir soru daha sormadan bana Hotel Göksu’ya gitmemi söylüyor. 🙂 Sekreterin şaşkın bakışları altında belediyeyi terk ediyorum ve otele doğru yola çıkıyoruz.
Hotel Göksu’ya gidip beni başkan buraya gönderdi diyorum ve hemen odam gösteriliyor. Tabi bisikletim içinde otel içinde güzel bir oda gösteriliyor. Nesim’inde bir süreliğine bisikletini aynı odaya koyuyoruz ve Silifke’yi gezmeye çıkıyoruz. Nesim ile birlikte karnımızı da doyuruyoruz.
Bir süre gezdikten sonra Nesim Mersin’e geri dönmek üzere ayrılıyor. Otele dönüp Nesim’in bisikletini alıyoruz ve onu uğurluyorum. Geçirdiğimiz 3 gün için çok çok teşekkür ediyorum ve arkasından el sallıyorum.
Yine yalnızım. 🙂 Tek başıma gezmeye devam ediyorum Silifke’yi. Göksu nehrinin üzerinde ki köprüden geçiyorum ilçenin diğer yakasına.
Gezerken daha önce askerlik yıllarımda burada bir süre vakit geçirmiştim. Otogarında 6-7 saat beklediğimi hatırlıyorum ve o günlerin hatırına otogara gidiyorum. Burada Silifke yoğurdundan yapılmış yayık ayranından içiyorum. Sonra gezmeye devam ediyorum ve Roma Tapınağı çıkıyor karşıma…
Silifke Belediyesi…
Son fotoğrafım ise gün batmak üzere iken Göksu Nehrinden oluyor.
Göksu’yu köşe bucak geziyorum ve ardından saat geç olunca otele dönüyorum. Odama çıkıp uzanıyorum biraz ve günün özetini karalıyorum günlüğüme… O gün günlüğüme karaladığım cümleler ise şöyle;
“Merhabalar,
Bugün Mersin’den biraz geç çıktık ve çok sıcak bir havada yolculuk yaptık. Saat 15:00 gibi geldik Silifke‘ye. Nesim Kardeşim sağolsun Silifke’ye kadar eşlik etti. Daha sonra yemek yedikten sonra o Mersin’e geri döndü. Bense Silifke’yi tanımaya ve Göksu Deltası ÖDA‘yı gezmeye koyuldum. Çok sıcak bir hava var.
Buraya gelir gelmez ilk aklıma gelen; “Silifke’nin Yoğurdu, Ah seni kimler doğurdu….” oldu. 🙂
Herşey yolunda gidiyor. Sıcaklar ile savaşıyorum sadece…
Toplam Km: 4361.77
Sevgiler…”
Odamda TV seyrediyorum ve marketten aldığım abur cuburu yemeye koyuluyorum. Bu arada param bitmek üzereyken Doğa Derneğinin desteği ulaşıyor ve rahatlıyorum. Saat 22:15 dolaylarında sabah erken kalmak üzere yatmaya hazırlanıyorum.
Yol Bilgileri
Mersin – Silifke arası neredeyse düz bir yol. Ara ara inişler çıkışlar var ama onlarda çok kısa. Sizlerde Cennet Cehennemi görmek isterseniz 4 km kadar rampayı tırmanmayı göze almalısınız. Ama unutmayın ki o rampaya, gördüğünüz manzara değiyor… Mersin – Silifke arası yaklaşık 85 km dolaylarında ve Erdemli ilçesinden geçerek ulaşıyorsunuz. Trafik yaz aylarında epey yoğun..
Gün Toplam Km: 94,49 | Ort. Hız: 21,7 | Max. Hız: 55,1 | Bisiklet Kullanma Süresi: 04:24:51
Tur Toplam Km: 4361,77
58.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Mersin-Silifke); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
çok hoş birgün olmuş:) korkmuştum bukadar güzel yerleri gezmeden mersinden gitceksin diye:)
heyecanla okudum…tşk.ler
eyvallah kardeşim serkan. seninle yollarda olmak gerçekten çok güzeldi..