Sığla Ormanları
22 Temmuz 2007 Marmaris – Akyaka
Gece epey geç uyumuştuk, o nedenle sabah kalkmakta da zorlanıyorum. 🙂 Saat 9:30’da uyanıyorum ve kahvaltı yapıyorum halamlar ile. Kahvaltının ardından hareket etmek için hazırlanıyorum. Ama öncesinde dükkanlarda olan kuzenlerimi son kez görmeye gidiyorum. Kuzenim Suat Abim ile bir tane hatıra fotoğrafı çekiliyoruz.
Bu fotoğraftan sonra saat 11:37 gibi İçmeler’den yola çıkıyorum. Sahil boyundan Marmaris’e kadar geliyorum ve buradan anayola çıkarak Akyaka’ya doğru pedal çeviriyorum. Buradan sonra ortalama 30 km yolum var.
Saatim 12:06’yı gösterdiği sırada Marmaris geride kalıyor. 5 km sürecek olan rampaya da başlıyorum bu arada. Ama manzara ve yok çok güzel olduğu için nasıl çıktığımın farkına bile varmıyorum.
Yükseldikçe Marmaris’in güzelim manzarası da karşıma çıkıyor. Güzel bir yer olan seyir tepesinden Marmaris’i izliyorum.
Yoldaşımı da bu güzel fon ile çekiyorum.
Rampanın devamında “Ağlayan Dağ” denilen mevkiiden geçiyorum. Burada ki çeşmeden suyumu tazeliyorum ve tırmanışa devam ediyorum. Tabi ağlayan dağı merak edenler için. Dağdan sürekli su geldiği için bu ismi vermişler.
Rampanın ardından inişe geçiyorum ve bir süre düzlükte ilerliyorum. Çetibeli köyü yakınlarından Sığla ağaçlarından oluşan ormanlık bir alandan geçiyorum. Tabi durup bu nadide alanı fotoğraflıyorum.
Ben fotoğraf çekerken yoldaşım da dinleniyor.
Yol ağaçların oluşturduğu tünel gibi yerden geçiyor. Tabi eskiden böyleydi, şimdi ise duble yol çalışmaları sayesinde bu güzellik yok edildi.
Sığla Ormanları nadir bulunan ormanlardan. Bu ağaçların gövdelerinden çıkartılan reçineler kozmetikte kullanılıyormuş.
Sığla Ağaçları hakkında kısa bir bilgi;
Dünya üzerindeki tek doğal yayılış alanı Türkiye’nin güneybatısı ile Rodos adasıdır. Saf ya da başka ağaçlarla karışık ormanlar kurar. Ülkemizde 1.348 hektar saf sığla ormanıbulunmaktadır. Ortalama 15-20 m’ye kadar boylanabilen sığla, kalın dallı ve geniş tepeli bir ağaçtır. İlk bakışta çınarı andırır. Yaşlandıkça, kabuğu koyulaşır ve derin çatlaklı bir görünüm alır. Dallara uzun saplarla bağlanan yaprakları genellikle beş lopludur. Gövdesinden çıkarılan balzam kozmetik ve eczacılıkta kullanılır.
Sığla ormanlarınıda geride bırakıyorum ve Akyaka’ya doğru yoluma devam ediyorum. Tabi önümde yine bir rampa. Ama nihayet ki sonuna yaklaştım. 🙂
Gökçe köyüne kadar iniyorum ve ardından Akçapınar köyüne giriyorum. Burada yine Okaliptüs ağalarının iki tarafını kapladığı eski yola giriyorum. Burada bisiklet kullanmayı çok seviyorum.
Akyaka’ya varmak üzereyim. Burada bir Likya mezarı olan İdyma’yı ziyaret ediyorum. Marmaris – Muğla yolunun hemen altında yer alıyor.
Saatim 14:30’u gösterdiğinde eve giriş yapıyorum. Bugün seyahatim bu şekilde sonlanıyor.
Bugün ayrıca 22 Temmuz 2007 ve genel seçimlerin günü. Günlerdir yollarda bütün şehirlerin görüntüsünü bozan bayraklar bugünden sonra olmayacak. 🙂 Tek sevindiğim nokta bu oluyor. Tabi, benim kaydım hala Akyaka’da olduğu için bende burada oy kullanıyorum. Tamamen bir rastlantı sonucu Akyaka’dayım. Seçim için denk getirmeye çalışsam olmazdı herhalde. Bende vatandaşlık görevimi yerinde getirerek gidip oyumu kullanıyorum.
Buradan sonra ablam, eniştem ve yeğenim ile geziyoruz. Azmak kenarında ördeklere ekmek vererek vakit geçiriyoruz. Akşam olduğunda ise tekrar eve dönüyoruz. Karnımızı doyurup ve yatıyorum. Yarın yine Akyaka çevresinde olacağım için epey geç uyuyorum.
Yol Bilgileri
Yolum dünkü yolun tam tersi. Marmaris’ten 5 km.lik rampa ile başlıyor ve sonrasında inişe geçiyorsunuz. Sonra bir küçük rampa daha çıkılıyor ve indikten sonra düz yol ile Akyaka’ya varılıyor. Tamamen keyifli bir yol diyebilirim.
Gün Toplam Km: 42,52 | Ort. Hız: 17,8 | Max. Hız: 58,4 | Bisiklet Kullanma Süresi: 02:23:03
Tur Toplam Km: 5346,46
71.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (İçmeler-Marmaris-Akyaka); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
akdeniz gerçekten başka….