20 Mart 2009
Bugün planımız Gelibolu Yarımadasının kuzey kısmını gezmek. Dün yaptığımız kadar yolumuz var önümüzde. Güzelyalı’dan çıkarak Çanakkale Feribot iskelesine kadar yine pedallıyoruz. Feribotun saatine daha vaktimiz olduğu için merkezde bulunan Troy filminde oynayan “Truva Atını” geziyoruz. Hatıra fotoğrafı çekilmeyi ihmal etmiyoruz tabi…
Feribot saatimiz gelince tekrar limana gidiyoruz ve feribota biniyoruz. Yoldayız…
Bugün ilk durağımız Bigalı’da bulunan Atatürk Evi oluyor.
Atatürk Evine varıyoruz ve gezmek için görevlinin kapıyı açmasını bekliyoruz.
Eski zamanlarda çekilmiş Atatürk Evi,
Bahçede bulunan fotoğrafları seyredip, yazıları okuyoruz…
Atatürk Evinin içi, yaşanan günlerdeki gibi dizayn edilmiş.
Atatürk’ün yattığı yatak…
Gezimizi bitirdikten sonra müzeden dışarı çıkıyoruz ve Büyük Anafarta Köyüne doğru pedallamaya başlıyoruz.
Güzel ve yeşil manzaralı yolda uzun süre pedal çevirdikten sonra Büyük Anafarta Köyüne ulaşıyoruz. Burada dikkatimizi ilk çeken şey; Atatürk’ün bir sözü oluyor.
“BEN SİZE TAARRUZU DEĞİL, ÖLMEYİ EMREDİYORUM.”
Köyde kahveye oturup birkaç bardak çay içiyoruz, yanında da Nihan Ablanın hazırlamış olduğu poğaçalardan yiyoruz. Molanın ardından şehitliğe doğru gidiyoruz. Yolda dikkatimizi bu manzaralar çekiyor.
Büyük Anafarta Şehitliğini ziyaret ediyoruz.
Şehitlerimizin isimleri yazıyor uzun uzun…
ER AHMET OĞLU KERİM ERMENEK 24
Şehitlik ziyaretinden sonra rotamızı Arı Burnu ve Anzak Koyuna çeviriyoruz.
Yol üzerinde “Yarbay Halil Bey ve Yarbay Ziya Bey Şehitliğini” ziyaret ediyoruz.
Yolumuz üzerinde bir uyarı tabelası…
Yol üzerinde bulunan yabacı şehitliklerini de ziyaret etmeyi ihmal etmiyoruz.
Yine bir şehitlik, burası ise Yeni Zelanda şehitliği…
Arı Burnu Yarları boylu boyunca uzanıyor karşımızda.
Anzak Koyuna ulaşıyoruz. Burada kısa bir mola veriyoruz.
Anzak Koyunun hemen arkası Arı Burnu… Anzaklar her 25 Nisan’da burada toplanıyorlar.
Anzak Koyu Yazıtı…
Yine bir Anzak Şehitliği…
Tarihimizin en şanlı savaşlarından birini teşkil eden ve Dünya tarihinde önemli bir yeri olan Çanakkale Muharebeleri sırasında 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadasına Avustralya ve Yeni Zelanda Kolordusuna (ANZAC) mensup askerlerin hatırasına, yarımadanın 26 16′ 39″ boylam ve 40 14′ 13″ enlemleri arasında kalan sahiline “ANZAK KOYU” adının verilmesi 5442 sayılı il idaresi kanununun 2nci maddesi gereğince kararlaştırılmıştır. 17 Nisan 1985
Şimdi sırada ise 57. Alay Şehitliği var. Rampa çıkmaya başlıyoruz Alaya kadar…
Yolun hemen yanında bulunan Mehmetciğe Saygı Anıtını ziyaret ediyoruz.
MEHMETCİĞE SAYGI ANITI
“Biz Çanakkale Yarımadasının Türklerle savaşarak ve binlerce insanımızı kaybederek kahraman Türk milletine ve onun eşsiz vatan sevgisine duyduğumuz büyük takdir ve hayranlıkla ayrıldık. Bütün Avustralyalılar Mehmetciği kendi evlatları gibi sever Onun mertliği, vatan ve insan sevgisi siperlerdeki dayanılmaz heybet ve cesaretli, bütün Anzakları hayran bırakan yurt sevgisi, insanlığın örnek alacağı büyük hasletlerdir. Mehmetciğe minnet ve saygılarımla.” Avustralya Genel Valisi Lord Casey
Kanlısırt Yazıtı…
Tek Çam Anıtı…
Kırmızı Sırt 125. Alay Siperleri
Yüzbaşı Mehmet Şehitliği
Nihayet Çanakkale’ye geldiğimden bu yana merak ettiğim 57.Alaya varıyoruz…
DÜNYA ASKERLİK TARİHİNİN EN KAHRAMAN BİRLİĞİ 57. ALAY
18 Mart 1915 deniz zaferimiz sonucunda ortaya çıkan bozgun, itilaf devletlerini, karadan destek almaksızın yalnız donanma ile boğazın geçilemeyeceğini gösterdiğinden, karaya çıkarma kuvveti hazırlamaya sevk etti.
25 Nisan 1915 günü sabaha karşı Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluşan Kolordu, Arıburnu’na çıktı. Sarp yamaçlara doğru ilerleme kaydeden düşman kuvvetleri hiç ummadığı bir anda 261 rakımlı tepede 5.Ordu ihtiyat tümeni kumandanı Yarbay Mustafa Kemal ve bir grup askerin sarsılmaz direnişiyle karşılaştı. Mustafa Kemal herhangi bir emir almadığı halde 57. Alayı bir dağ bataryası ile takviye ederek karşı taarruz için Arburnu’na sevk etti.
Olayın geri kalan bölümünü bizzat Mustafa Kemal’den dinleyelim;
“Bu esnada Conkbayırı’nın Cenebundaki 261 metre rakımlı tepeden sahilin tarassut ve teminine memuran oralarda bulunan bir müfreze efradının Conkbayırı’na doğru koşmakta, kaçmakta olduğunu gördüm. Size şu muhavereyi aynen okuyacağım! Bizzat bu efradın önüne çıkarak:
-Niçin kaçıyorsunuz? dedim.
-Efendim düşman! dediler.
-Nerede?
-İşte. Diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler.
Filhakika düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış Kemali serbestiyle ileri doğru yürüyordu. Şimdi vaziyeti düşünün. Ben kuvvetlerimi bırakmışım. Efrat on dakika istirahat etsin diye… Düşmanda bu tepeye gelmiş… Demek ki düşman bana benim askerlerimden daha yakın! ve düşman, benim bulunduğum yere gelse kuvvetlerim pek fena bir vaziyete duçar olacaktı. O zaman artık bunu bilmiyordum. Bir Muhakeme-i mantıkiye midir. Yoksa sevk-i tabi ile midir bilmiyorum.
Kaçan Efrada:
-Düşmandan kaçılmaz dedim.
-Cephanemiz kalmadı. dediler.
-Cephaneniz yoksa, süngünüz var. dedim.
Ve bağırarak bunlara süngü taktırdım. Aynı zamanda Conkbayırı’na ilerlemekte olan piyade alayı ile Cebel Bataryasının yetişebilen efradının “Marş Marş”la benim bulunduğum yere gelmeleri için yanımdaki emir zabitini geriye saldırdım. Bu efrad süngü takıp yere yatınca düşman efradı da yere yattı. Kazandığımız an bu andır.”
Bir koca muharebenin ufacık bir lâhzeye bağlı olduğunu, hatta bir memleket hayatının fena kullanılmış bir an yüzünden tehlikeye düşebileceğini, burada olduğu gibi iyi kullanılmış bir anın ise bir muharebenin ve bir vatanın mukadderatını iyileştireceğini o dakikayı görür gibi canlanmış bir ifade ile duymak insanın tüylerini ürpertiyordu!
57.Alay’da hatıra fotoğrafı…
“Şehitler, Allah’tan şunu istediler. – Ya Rabbi bizi dünyaya tekrar gönder ve senin uğrunda bir kere daha şehit olalım.” Hz. Muhammed Hadis-i Şerif
BU ŞEHİTLİK YAPILIRKEN
Toprak altında kalmış siperlerde, şu anda bulunduğumuz yerde, birbirlerine sarılmış iki subay iskeleti bulunmuştur. Toprak içinde bulunan künye ve muskadan birisinin 57. Alay 6. Bölük Komutanı Erzincanlı Üsteğmen Mustafa Asıma, diğer subayın İngiliz Kolordusundan Yüzbaşı I. J. Woiterse ait olduğu anlaşılmıştır. İskeletler, muska ve künye aynı yere gömülmüş, bulunan İngiliz ve Osmanlı mermileri ilgililere teslim edilmiştir.
Bu iki kahramanın 26 Nisan 1915 günü siperlerde boğuşurken öldüğü anlaşılmıştır. Allah rahmet eylesin, toprakları bol olsun.
DÜNYANIN EN YAŞLI GAZİSİ HÜSEYİN KAÇMAZ
Balkan ve Çanakkale savaşlarına katılmış, 10 Ağustos 1915 Conkbayırı Savaşında yaralanarak Gazi olmuş, 1922 Dumlupınar Meydan Savaşında kahramanlıklar göstermiş ve İstiklâl Madalyası almıştır.
Doğum yeri olan Zonguldak Ereğli Kestaneci Köyünde 10 Eylül 1994 tarihinde 110 yaşında vefat etmiştir.
1993 yılında yapılan 57. Alay Şehitliğinin açılışına katılan Hüseyin dede küçük Eylül’e savaş günlerini anlatıyor.
Kahraman Gaziye Minnet ve rahmetler diliyoruz. Ruhu Şad olsun…
Ufukta Tuzla Gölü
Mehmet Çavuş Anıtı
Conkbayırı Mehmetçik Park Anıtı
Yazıt ve Orhan aynı karede…
Conkbayırında Türk Siperleri…
Conkbayırı’nda bulunan Atatürk Heykeli,
Atatürk’ün saatinin parçalandığı yer…
Siperler…
Atatürk’ün gözetleme yeri…
Yamaç boyunca uzanan siperler…
Conkbayırı geride kalıyor, yavaş yavaş dönüşe geçiyoruz…
Kemalyeri
Buradan sonra ana yola kadar hızla yol alıyoruz. Son şehitliğimizi ziyaret etmeye gidiyoruz. Yol üzerinde gördüğümüz Bigalı Kalesi…
Son olarak Akbaş Şehitliğini geziyoruz.
Gün sonunda Çanakkale’ye dönüyoruz, ve Orhan’ı Çanakkale’de bırakarak karanlık havada Güzelyalı’ya gidiyoruz. Orhan bugün evine dönüyor. Oktay Abi ve ben ise yarın döneceğiz.
gençler hayatı umursamaz,diskolarda şuursuz eğlenirlerken,sizlerin,kahraman atalarınızın can verdiği alanlarda araştırma yapmanız,gerçekten övgüye layıktır..
sizlere başarılar diler,gençlere örnek olduğunuz için teşekkür ederim..
Emeklerin için sonsuz teşekkürler. Sevgiler.
çok güzel çok beğendim bayağı duygulandım devamını bekliyorum…
Emaği geçen arkadaşların,ellerine,yüreklerine sağlık.Çok duygulandım.Bü fotoğrafdaki her köşeyi karış karış g.ezdim.Üstelik rehberimiz askerdi.Bu topraklara zor sahip olunduğu gerçeğini ne yazıkki unutmuşcasına davranılıyor.Ulu Öndere ve bu topraklar için şehit olanlara rahmet diliyorum…Saygılarımla
ÇANAKKALE ANLATILMAZ YAŞANIR ORAYA GİDİB DE AĞLAMAYAN DUYGULANMAYAN OLAMAZ LÜTFEN ORALARA GİDİNİZ
AZİZ ATALARIMIZI ORADA ZİYARET EDİNİZ ONLARA BİR FATİHA OKUYUNUZ
SİZLERE BİLGİ OLSUN DİYE ŞUNU YAZMADAN GECEMEDİM
BİR RİVAYETE GÖRE PEYGAMBER EFENDİZ ORADA BULUNMUŞ
MUHAREBEYE KATILMIŞ SUBAYIMIZ DAN BİRİ GÖYSÜNDEN YABANCI ASKERTARAFINDAN DARBE ALINCA ELİ HAVADA ASILI KALMIŞ İŞTE OZAMAN YARESULALLA SİZ GELMESEYDİNİZ BEN SİZE GELECEKTİM İFADESİNİ KULLANMIŞ HERKESE SAYGILAR ALLAHA EMANET OLUN
emeği geçen her kese sonsuz teşekkür ederim bütün şehitlerimiz nur içinde yatsınlar bizleride onların şefaatini almayı ALLAH cc nasip etsin.