Ne yazayım ben şimdi? Hadi söyleyin ne olursunuz ne yazayım? Süleyman Abimi 102 gün önce (03 Ekim 2010) kaybettik. 🙁 Ama ben yıllar önce yapmış olduğumuz turu sizlere aktarmakla yükümlüyüm. Şu an ağlayayım mı, yoksa susayım mı? Ne yapayım, ne yazayım ben? İyi değilim dostlar, ne olursunuz beni bağışlayın… Şu yeryüzünde tanıdığım nadide bir insanı kaybetmişiz, birlikte pedal çevirmekten müthiş zevk aldığım abimi kaybetmişiz. Artık onunla pedal çevirememek ne kadar inandırıcı bilmiyorum. Daha bizim planlarımız vardı, daha gidilecek çok yol vardı, fotoğrafı çekilecek onca tabela, yenecek birçok yöresel yemek. Hepsi içimizde kaldı, ama her pedal çevirmemde yanımda olduğunu biliyorum. Bu da beni az çok teselli etmeye yetiyor. Ruhun şâd olsun abim, nur içinde yat…
Süleyman Abim ile Kastamonu’ya?
19 Haziran 2007 İnebolu – Kastamonu
Merhaba Sevgili pedalla.com dostları,
19 haziran sabahındayız, saat 7’de uyanıyoruz. Bugün Süleyman Abim ile Kastamonu’ya kadar pedallayacağız. Heyecanlıyım ve sabırsızlanıyorum biran önce yola çıkmak için. Kahvaltımızı yapıyoruz ve yol için hızlıca hazırlanıyoruz. Hareket etmeden hemen önce Süleyman abim, eşi ve kayınvalidesi ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz, ne de iyi yapmışız şimdi diyorum. Şu an aramızdan Süleyman Abim ve kayınvalidesinin de ayrılmış olması ne kadar acı. 🙁
Saat 08:34’de İnebolu’dan hareket ediyoruz. Yolumuz epey bir rampalı. Süleyman Abim bu yolda daha önce pedallamış o nedenle yolu biliyor. Ayrıca dün de otobüs ile geldiği için yolu epey süzmüş. 10 km kadar su takviyesi yapacağımız bir yer olmadığı için burada suyumuzu yetecek kadar stok yapıyoruz. İlk ilçe olan Küre’ye 28 km yolumuz var.
Yolumuz üstünde Yenigün tünelinden geçiyoruz. Tırmanma tam hızı ile devam ediyor. Birlikte muhabbet ederek yavaş yavaş tırmanıyoruz. Tabi arada sırada durup soluklanıyoruz da.
Yolumuz devam ederken Yukarıçaylı köyünden geçiyoruz. Her fırsatta hatıra fotoğrafı çekilmeyi ihmal etmiyoruz.
Yükseldikçe İnebolu aşağıda kalıyor ve manzara müthiş şekilde görünüyor. İnebolu ve Karadeniz’in manzarası göz kamaştırıyor.
Karadeniz fonda Süleyman Abimi çekiyorum…
Aynı fonda bu defa Süleyman Abim beni çekiyor. Küre Dağlarını tırmanıyoruz ve hala çeşmeye ulaşamadık. Ama sorunda da değil, yeterli suyumuz var.
bize yol mu dayanır? Rampa da olsa yavaşça çıkışımız sürüyor.
Yol mazaralarından alıyoruz enerjimizi. Bu güzellikler karşısında söylenecek pek bir söz yok gibi.
9, 10 km sonunda çeşmeye ulaşıyoruz. Her ne kadar suyumuz olsa da yine de tazeliyoruz sularımızı. Tabi aynı zamanda dinleniyoruz da.
Buradan sonra Küre’ye 18 km daha yolumuz kalıyor. Çıkış devam ediyor ve ne zaman ineceğimizi soruyorum Süleyman Abiye. Çok kalmadı diyerek beni teselli etse de rampa bir türlü bitmek bilmiyor.
Çık, çık, çık… 🙂
Nihayet 15 km rampa sonunda zirveye varıyoruz. Rakım 995 metre. 15 km’de 0 rakımdan bu kadar yükselmişiz. Epey dik bir rampaymış demek ki. Buradan sonra şöyle çıktığımız gibi bir iniş bekliyoruz tabi. Ama nerde? Biraz iniyoruz ve tekrar yine rampa başlıyor. 🙂
İnebolu iyice kayboldu gözden…
Küre dağlarının içinde rampalar bitmek bilmiyor. Fotoğraf bahanesi ile sık sık durup dinleniyoruz. 🙂
Yine bir zirvedeyiz ve karşı yamaçta Küre ilçesi görünüyor. Ama oraya gidebilmek için aşağıda akan dereye kadar inmemiz ve tekrar ilçeye kadar çıkmamız gerekiyor. 🙂 Tam kafa yemelik ama yapacak bir şey yok. Şuradan bir köprü uzatsalar diye düşünsekte sadece dalgasına. Yoksa bu güzelim yeşilliği yok etmelerine kıyamayız.
Yolun en aşağı kısmında eski yol üzerinde kalan köprü…
Bu da yeni köprü ve yol yapım çalışmaları devam ediyor. Az da olsa doğayı tahrip etmişler…
Köprüden sonra tekrar tırmanış başlıyor. Bu defa daha da dik bir rampa ile karşı karşıyayız.
Küre Dağlarının içindeyiz ve çam ağaçları manzarasında pedal çeviriyoruz. Oksijen delisi olduk resmen. Bir orman ancak bu kadar güzel olabilir.
Keskin virajlı yolda döne döne yükseliyoruz ve yine molaları ihmal etmiyoruz.
Bir kavşağa geliyoruz, bir taraf Küre ilçesine girmeden devam eden Kastamonu yolu, diğer taraf ise ilçe içine giren yol. Tabi biz ilçeye girmeyi tercih ediyoruz ve yönümüzü o yana çeviriyoruz.
Batı Karadenizin güzellikleri…
Çok dik bir rampa çıkıyoruz. Birinci vitesimiz bile yer yer yetersiz kalıyor. Diğer yolun eğimi biraz daha az olacak ki çok kısa süre sonra aşağıda kalıyor.
Epey yol aldık, ilçeye varmak üzereyiz. Ama bu güzel orman manzarasında fotoğraf çekilmeliyiz.
Saat 12:28 ve biz Küre girişindeyiz. Rampalar sayesinde çok yavaşız ama çok önemli değil. Yolun tadını çıkartıyoruz.
Küre ilçesi gözler önünde. Orman ile iç içe şirin mi şirin bir ilçe.
Küre merkezdeyiz ve hemen bir parka oturuyoruz. İçecek bir şeyler alıp Süleyman Abimin eşinin hazırladığı ekmekleri yemeye başlıyoruz. O kadar acıkmışız ki, çok iyi geliyor. Bir çırpıda bitiriyoruz ekmeklerimizi. Üzerine de güzel bir çay içtikten sonra tekrar yolumuza koyuluyoruz.
Küre’ye girmeyen yol karşıda kıvrılarak devam ediyor. Birazdan bu yol ile tekrar birleşeceğiz.
Küre güzel manzarası ile geride kalıyor artık. Son kez bakıyoruz ve tekrar yolumuza dönüyoruz.
Küre’yi çıktıktan 14 km sonra Masruf geçidine varıyoruz. Rakım 1250 metre burada ve buradan sonra ineceğimizi düşünüyoruz.
Bir sonra ki ilçemiz Seydiler’e 18 km yolumuz var. Burada ki yeşillikte gerçekten çok güzel ve etkileyici…
Masruf Geçidi zirvesinde bir de mesire alanı buluyor. Küre ve Seydiler’den buraya piknik yapmaya geliyorlar…
Buradan sonra hızla inişe geçiyoruz. Güzel bir tempo tutturduk pedallıyoruz Süleyman Abim ile. Çok geçmeden iki çocuk ile karşılaşıyoruz. Ve hiç düşünmeden yanlarında duruyoruz. Bisikletleri ile uğraşıyorlar. Süleyman Abim hemen el atıyor ve havası olmayan lastiklerini şişiriyor. Yolda kalana yardım etmek gerek, bizim kitabımızda bu var. 🙂
Seydiler’e giriş yapıyoruz, ilçe merkezi birazcık içeride kalıyor. Ama bizde bir bardak çay içmek için giriyoruz.
Saat 3’e gelmek üzere ve biz çaylarımızı yudumluyoruz. Çaylarımızın ardından birer tanede maden suyu içiyoruz. Hava kapalı gibi ama sıcak ve bunaltıcı.
Daha fazla vakit kaybetmeden tekrar yoldayız. Kastamonu’ya 30 km.miz kaldı. Ama karşımızda yine rampa, bir çıkıp bir iniyoruz. Süleyman abi ise her çıkışa bu son diyor. Ama nedense bir türlü sonu gelmek bilmiyor. 🙂
Bu şekilde Oyrak Geçidi zirvesine kadar geliyoruz. 1210 metreye çıktık tekrar. Buradan sonra hayal ettiğimiz inişi bekliyoruz tabi ki.
Ama maalesef ki o iniş hiç gelmiyor. Bir iniş bir çıkışlar Kastamonu girişine kadar devam ediyor. Aramızda bir muhabbet olarak kalıyor. “Bu son çıkış, bu son çıkış” Merkeze gelene kadar güldük resmen. 🙂
Saat 16:15 ve Kastamonu merkeze varmadan otogar kavşağına geliyoruz. Buradan Süleyman Abim ayrılacak ve İnebolu otobüsüne yetişecek. Bense gidip kendime kalacak yer bakacağım. Son kez hatıra fotoğrafımızı çekiliyoruz ve Süleyman Abimi otogara doğru yolculuyorum.
İki gün muhteşem misafirlik için binlerce kez teşekkür ediyorum ve arkasından el sallıyorum. Tekrar görüşmek ümidi ile güle güle sevgili abim…
Bende oradan sonra hızla merkeze doğru geliyorum. Bir tanıdık aracılığı ile Bağkur müdürü Adnan Bey ile buluşuyorum. Benimle ilgileniyor ve SSK’nın misafirhanesinden yer ayırtıyor. Vakit kaybetmeden misafirhaneye gidiyorum ve 1 numaralı odama yerleşiyorum. Her zaman ki gibi rutin işlerle ilgileniyorum. “Duş, soyunup dökünme ve dışarı çıkıp gezme…”
Kastamonu merkezi geziyorum ve şehrin içinden akan dere ki, su yoktu üzerinde bulunan köprüleri restorasyon yapıyorlar.
Şehirden birkaç kare…
Nasrullah Şadırvanı;
Son fotoğrafımı ise valilik önünde bulunan heykeli çekerek noktalıyorum.
Kastamonu’yu geziyorum, tek başıma olduğum için biraz üzgünüm. Bugün Süleyman Abi ile çok güzel bir yolculuk yaptık. Her halde birlikte binlerce km.ler gidebilirim. Bugün yine özlem duygularım en üst düzeye çıkıyor. Kastamonu’da gezdiğimden de pek bir şey anlamıyorum. Bir kaç telefon görüşmesi yapıyorum kendime gelmek için. Ardından gidip market alışverişi yapıyorum ve odama dönüyorum. Aldıklarımı odamda atıştırıyorum ve uzanıyorum. Telefonumu da şarja bağladıktan sonra 22:15’te uykuya dalıyorum.
Yol Bilgileri
İnebolu’dan Kastamonu’ya ulaşmak için 3 tane karayolu geçidi geçmek gerekiyor. İlk geçit 0 metreden 995 metreye kadar çıktığı için epey zorlayıcı. Sonra ki geçitler ise bu derece zorlu değil. Küre dağları içinde seyredilen rota tam bir oksijen cenneti. Güzergah üzerinde iki ilçe merkezinden, Küre ve Seydiler’den geçiliyor. Toplamda 90 km uzunlukta.
Gün Toplam Km: 90,81 | Ort. Hız: 17,3 | Max. Hız: 70,5 | Bisiklet Kullanma Süresi: 05:51:09
Tur Toplam Km: 2775,39
38.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (İnebolu-Kastamonu); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
bi insan bukadar çok seviliyosa demekki çok değerli birisidir gerçekten tanışmak isterdim bukadar değerli bi insanla ama malefes. . . .
Sevgili Serkan İnebobu- Kastamonu etabını derin duygular içerisinde okudun. Her fotoğrafa dakikalarca baktım. Ruhun şad olsun sevgili abim, mekanın cennet olsun. Değerli büyüğümüz Süleyman abimizi asla unutmayacağız.
İlgi ile takipdeyim kardeşim. Teşekkürler…
Öncelikle Süleyman ŞATIR abimize ALLAH’tan rahmet diliyorum. Ne mutlu sana ki bu kişiyle beraber pedal çevirmişsin , yolda bir şeyler paylaşmışsın. Mekanı cennet olur inşallah.
Sevgili Kaan,
Çok değerli bir abimdi gerçekten. Bu diyardan gitmesi bizleri çok üzdü. 🙁
Sevgili Can Abicim, unutmamız mümkün değil… Bugünün önemi benim için kat ve kat arttı. 🙁
Merhaba Sevgili Hasan,
İyi dileklerin için teşekkürler. Elden bir şey gelmiyor, o nedenle bu günün önemi çok büyük…
Sevgi ve Saygılarımla…
paylaşım için tşk ler.bende duygulandım.2 gündür kimler derken bugün tanıştık.ama…bu güzel insanlara ALLH tan rahmet diliyorum.
paylaşım için tşk ler.bende duygulandım.2 gündür kimler derken bugün tanıştık.ama…bu güzel insanlara ALLAH tan rahmet diliyorum.
Bu günün hemen ertesinde turumuzu bisikletforuma aktarmıştı rahmetli Süleyman Abim,
http://bisikletforum.com/showthread.php?t=13859
Sevgiler…
Merhaba Serkan ,
Tebrik ederim.Çok güzel işler yapıyorsun.Tüm bisiklet sevenlere güven ve cesaret veriyorsunuz.Yazılarını takip ediyorum. Allah yolunu açık ve kolay etsin.Süleyman Abininde ruhu kabrinde huzur bulsun.İnşallah ilerde seninle pedallamak nasip olur.
Selamlar…
Sağlıklı Pedaller…
ben o resım cektırdıgınız yukarı caylı koyundenım sıze cok ozenıyorum ama hayat herkeze esıt sans tanımıyor.