Korudağı…
12 Ağustos 2007 Çanakkale – Keşan
Sabah 06:40’da uyanıyorum ve Eylem’in kardeşi Gizem’in hazırladığı kahvaltıyı yapıyorum. 🙂 Eylem yok, gece acilen Bursa’ya gitmek zorunda kalmıştı. O nedenle gece onu uğurladık. Muhteşem kahvaltının ardından hazırlanıyorum ve Gizem’e teşekkür ederek yola koyuluyorum. Feribot iskelesine doğru gidiyorum. Giderken de yolum üzerinde ki manzaraları fotoğraflıyorum.
Saat 7:28’de varıyorum limana. Bilet alıyorum ve içeriye giriyorum. Feribot saat 8:00’de hareket edecek. Onu beklerken makine elimde çevreden kareler çekiyorum.
Karşısı Gelibolu Yarımadası, oraya geçeceğim. Eceabat iskelesinde ineceğim.
Hala beklemekteyim, denizin içinde bulunan deniz analarını seyrediyorum bir süre. Ardından yoldaşımı da deniz manzaraları olarak çekiyorum.
Feribotum limana yanaşıyor, üzerinde ki araçlar indikten sonra karşıya gidecek olanlar binecek ve hareket edeceğiz. Feribot limana yaklaşınca inişler başlıyor ve biter bitmez bende biniyorum. Yoldaşımı uygun bir yere koyduktan sonra yukarı çıkıyorum ve denizi seyre dalıyorum. Bu arada dün burada basın ile haber yapmıştık, akşam izleyen bir vatandaş beni tanıyor ve feribot yolculuğu boyunca muhabbet ediyoruz. Gösterdiği ili ve alakadan dolayı ona da teşekkür ederim.
Eceabat dolaylarına yaklaşıyoruz. Meşhur “Dur Yolcu” yazısı…
Geç kalkan feribot 8:30 gibi ulaşıyor Eceabat limanına. Limana yanaşırken bende bisikletimin yanına iniyorum ve alıp yola hazır hale geliyorum. Feribot’ten hızla iniyorum ve yoluma koyuluyorum. Eceabat çıkışında hatıra fotoğrafı çekiliyorum.
Gelibolu’ya doğru pedallar dönüyor ama lastiğimden garip sesler geliyor. Çıt çıt çıt gibi, bir süre sonra sinir ediyor. Durup bakıyorum ne var ne yok diye. Diken batmış ve yapışmış kalmış, hiç tereddüt etmeden çıkartıp atıyorum. İç lastiğime ulaşmamış uçları ve lastiğim patlamıyor. Sonra tekrar yoluma devam ediyorum. Gelibolu’ya 38 km yolum var daha.
Hafif inişler çıkışlar ile devam ediyorum ve Gelibolu’ya 26 km kalana kadar hiç durmadan pedal çeviriyorum.
Ara da yol manzaraları çekmek için duruyorum. Onun dışında hiç yorulmuyorum…
O kadar yolu bir çırpıda geçiyorum ve Gelibolu’ya 6 km kalıyor. Öncesinde 9:45 gibi bir markette mola veriyorum ve soğuk meyveli soda içiyorum. Bu çok iyi geliyor bana yolda.
Dağda sıralanmış rüzgar gülleri dikkat çekici. Buraların rüzgarı meşhur olduğu için elektrik üretimi için en mantıklı seçim. Hatta birçok teknikten daha zararsız…
Trakya deyince akla gelen günebakanlar. Her yer günebakan tarlası ile çevrili.
Saat 11:04 ve ben Gelibolu’ya ulaşıyorum. Merkeze gitmek için fazla oyalanmıyorum.
Gelibolu’dan çeşitli manzaralar…
Gelibolu Liman…
Gelibolu’da yaklaşık bir saat kadar vakit geçiriyorum ve bir marketten alışveriş yaparak yola koyuluyorum. Marketten aldıklarımı Gelibolu çıkışında uygun bir yerde yiyorum. Tabi daha yolum uzun olduğu için oyalanmadan Keşan’a doğru yola çıkıyorum. Burada sonra Keşan’a 63 km yolum kalıyor.
Buraya kadar Marmara denizi olan manzaram şimdi Ege denizine dönüştü. Burası da şirin bir köy…
Hızla Keşan’a yaklaşıyorum, 41 km yolum kaldı.
Şarköy ve Evreşe kavşaklarını bir solukta geride bırakıyorum ve Korudağ’ı çıkmaya başlıyor. Bu sıcakta epey yorucu oluyor, ama keyfi bir başka. Rampa üzerinde bir tesiste molaya duruyorum. Çok terledim ve yoruldum. Soğuk birşeyler iyi geliyor ve dinleniyorum. Molanı ardından ise yola devam ediyorum ve Keşan’a 21 km yolum kalıyor.
Korudağ Geçidinin zirvesindeyim. Rakım 350 metre, az olduğuna bakmayın. Denizin yanı başına başladım tırmanmaya. Burada bu fotoğrafı çekerken polis geliyor yanıma ve neden fotoğraf çektiğimi soruyor. Bende “azmin zaferi” diyerek cevap veriyorum. Onlarda gülerek gidiyorlar. 🙂
93 km.dir yoldayım ve hızla inişe geçiyorum. Keşan’a çok az yolum kaldı. Ama hala görünürde bir ilçe yok. Ne zaman görünecek merak ediyorum. Artık bir an önce varmak istiyorum. Çünkü epey yoruldum bugün. Gelibolu’ya kadar güle oynaya gelmiştim, oradan sonra yol epey yordu beni.
Keşan’a 2 km kala ilçeyi göremedim. 🙂 Kavşaktan merkeze doğru döndükten sonra karşıma çıktı gizli ilçe. 🙂 15:35 gibi ulaşıyorum Keşan ilçe merkezine ve ilk olarak konaklamak için uygun bir yer arıyorum. Öğretmenevini sora sora buluyorum ve kısa bir pazarlık ile 11 YTL’ye anlaşıyorum. Bisikletimi güvenli bir yere koyduktan sonra odama yerleşiyorum ve üzerimi değiştikten sonra Keşan’ı gezmeye çıkıyorum.
Keşan ilçe merkezinden birkaç görüntü çekiyorum, daha fazla çekemedim.
Keşan Hükümet Konağı…
Geziyorum epey, karnımı da ekmek arası döner ile doyuruyorum ve akşam olunca öğretmenevine dönüyorum. Burada uzanıp dinleniyorum ve akşam tekrar birşeyler almak için dışarıya çıkıyorum. Biraz taze meyve aldıktan sonra tekrar odama dönüyorum ve meyvelerimi yiyorum. Bütün bunlardan sonra ise yatağa düştüğüm gibi uyuyorum. Yarın çok güzel bir gün olacak… 🙂
Yol Bilgileri
Eceabat – Keşan arası 110 km dolaylarında. Yol Gelibolu’ya kadar çok güzel, Gelibolu’dan sonra Korudağı rampası başlıyor. Ardından Keşan’a doğru inişe geçiyorsunuz, tabi bir züre sonra yine inişler çıkışlar başlıyor. Yol üzerinde Gelibolu görülmeye değer. Çanakkale’den Eceabat’a geçmek için ilk feribot 8:00’de kalkıyormuş, bunu unutmamak gerekir. Ardından sürekli olarak çalışıyorlar.
Gün Toplam Km: 114,84 | Ort. Hız: 19,0 | Max. Hız: 52,4 | Bisiklet Kullanma Süresi: 06:02:40
Tur Toplam Km: 7034,14
92.Gün Harita ve Yükselti Tablosu (Çanakkale-Keşan); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?
Sevgi ve Saygılarımla…
manzaralar çok güzel….hele tarih dolu çanakkale….keşan denilince bisiklet dostrları geliyor aklıma….hakan eşme ve tayfası gibi…