Trabzon – Sinop Bisiklet Turu 3.Gün ( Fatsa – 19 Mayıs )

29 Haziran 2011

Fatsa’da uyanır uyanmaz hemen toparlanıp yola koyuluyoruz. Saat 6:00’da uyanıp 6:30’u biraz geçerken yolda buluyoruz kendimizi. Kahvaltıyı Ünye’de yapmaya karar veriyoruz. Daha 16 km yolumuz var.

Pek aç değiliz ve hepimizde Ünye’ye kadar dayanabilecek durumdayız. O nedenle sıkıntımız yok. Keyifle pedal çevirirken çevremizde ki manzaraları da kaçırmıyoruz.

Gizli güzellikler her zaman dikkatimi çekmiştir…

Hızla yol almışız ki bir solukta geliyoruz Ünye’ye. Burada kahvaltımızı yapacağız. O nedenle nasıl asılmışız pedallara bilmiyorum.

Girişten Ünye’ye şöyle bir bakış atıyoruz. Burası Karadeniz sahilinin güzel ilçelerinden birisi. Ama ikinci defa bu yoldan geçmeme karşın bir türlü burada konaklamak nasip olmadı. İnşallah başka sefere diyorum.

Ünye merkezde çorbacı bulmak bizim için kolay olmuyor ve en son ilçe çıkışına yakın bir yerde buluyoruz ve hemen çorbalarımızı sipariş ediyoruz. Tabi buraya gelene kadar birçok sorun yaşıyoruz şehir trafiğinde. Dar yolda sürekli önümüze geçmeye çalışan araçlar ile kavga ediyoruz. Sonuncusu ise bir tır oluyor. Neredeyse tekme tokat birbirimize girecektik. Adam koca tırı önüme kırıyor ve sonrasında haklıymış gibi çıkıp el kol işareti yapıyor. Tabi bende karşılığını verince ortam geriliyor. Nihayetinde yeşil ışık yanında her ikimizde yolumuza devam etmek zorunda kalıyoruz.

Çorbalarımızı içtikten sonra çaylarımız geliyor. Onları da afiyetle içerken telefon ile Samsun’dan bize katılacak olan İlker ile görüşüyorum. Samsun girişinde haber vermemizi söylüyor ve anlaşarak telefonu kapatıyoruz. Daha Samsun’a yolumuz çok, o nedenle keyfimize göre hareket ediyoruz. Ünye çıkışında Samsun’a 83 km yolumuz olduğunu gösteriyor tabela.

Buradan sonra düz yolda hızla yol alıyoruz. Fotoğraf çekecek pek değişik bir manzara olmadığı için pedal çevirmeye ara vermiyoruz.

Terme’ye kadar 25 km hiç fotoğraf çekmeden geliyoruz. Girişte hatıra olarak bir kare alıyoruz.

Terme’den küçük bir dere manzarası.

Terme’den sonra ki ilçemiz ise Çarşamba oluyor. 19 km sonra orada olacağız. Üç yoldaş keyifle yol alıyoruz, Samsun’dan katılacak İlker ile daha bir şenlenecek ekibimiz…

Yol manzaraları bazen bizi oyalayabiliyor. Aynen aşağıda ki güzel bir ağaçlık gibi.

Aynı fonda Nesim kardeşim beni fotoğraflıyor.

Çok değil birkaç dakika önce bize selam vererek geçen bir araç birkaç km ilerde kaza yapmış. Bu görüntü karşısında hepimiz çok üzülüyoruz. Ama elimizden birşey gelmiyor, 112 ve polis çoktan gelmiş, o nedenle bizde yolumuza devam ediyoruz.

Çarşamba girişinde Yeşilırmak ile buluşuyoruz. Sivas’ın kuzeyinde Kösedağ eteklerinden doğan ve Çarşamba ilçesinden Karadeniz’e dökülen Türkiye’nin en büyük 2.nehrinin üzerinde olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Sizlere kıs bir Vikipedi Çarşamba bilgisi de aktaralım; Çarşamba, Doğu Karadeniz Bölümü’nde Samsun ilinin nüfusu bakımından 3. büyük ilçesidir. Samsun ilinin doğusunda yer alır. Batıda Tekkeköy, doğuda Terme, güneyde Salıpazarı ve Ayvacık ilçeleriyle çevrilidir. İlçe merkezi Samsun’a 36 km uzaklıktadır. Yeşilırmak ‘ın Çarşamba ovası’na çıktığı yer yakınında, ırmağın iki yakasında kurulmuş olan ilçe merkezinin adıdır.

Yeşilırmak ve Çarşamba manzarası…

Çarşamba’da fotoğraf için oyalandıktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Saat 12:00’ye gelmek üzere ve karnımız biraz acıkır gibi. Çarşamba çıkışında pedallarken bir fırın önünde çay içen arkadaşlar bizi çay içmeye davet edince bu daveti kıramıyoruz ve hemen bisikletlerimiz park ederek oturuyoruz masaya. Çay suyu azalmış, hemen yenisini kaynatmaya koyuyor arkadaş ve bizde fırından bir ekmek alarak yemek masamızı hazırlıyoruz. Zeytin, peynir, reçel ve çay…

Yemek sonrası çay keyfi yaptığımız için molamız biraz uzun sürüyor ve İlker’i arayarak durumdan haberdar ediyoruz. Saat 14:00 gibi Samsun’da olabiliriz diyoruz ve tekrar girişten arayacağımızı söylüyoruz. Uzun süren molanın ardından tekrar yoldayız ve yol manzaraları ile devam ediyoruz yolumuza.

Saatimiz 12:45 ve Samsun’a 20 km yolumuz var. Çok iyi ilerliyoruz ve tam planlandığı gibi Samsun’da olacağız.

Nesim kardeşimi fotoğraf çekerken çekiyorum…

15 – 20 dakika pedal çevirdikten sonra Samsun giriş tabelası çıkıyor karşımıza. Yeni yol ile Tekkeköy’ü hiç görmedik, ya da geçtik yanından fark etmedik. Samsun giriş tabelasından sonra merkeze daha çok yolumuz olduğunu biliyoruz tabi.

Buradan sonra trafik yine başımızın belası oluyor. Yol daralıyor ve pedal çevirmek işkenceye dönüyor. Bir an önce şehir hengamesinden kurtulmak istiyoruz. O nedenle hızla yol alıyoruz. Atatürk’ün Selanik’te doğduğu evin aynısını Samsun’a da yapmışlar, burada durup evi fotoğraflıyoruz ve tekrar İlker’i arayarak konumumuz hakkında bilgi veriyoruz.

Çevre yolu ayrımına geliyoruz ve biz rotamızı şehir merkezine çeviriyoruz. İlker bizi meydanda bekliyor. Oraya gidip İlker’i alacağız ve tekrar yola devam edeceğiz.

Girişten Samsun manzarası…

Aynı yerin hemen ardından ise Bandırma Vapurunun temsili çıkıyor karşımıza. Onuda dışarıdan fotoğraflıyoruz. Daha önce Samsun’a geldiğimde içini gezme şansım olmuştu.

Artık merkeze çok bir yolumuz kalmadı. İlker’i arıyoruz tekrar ve o da meydana ulaşmak üzereymiş. Hemen hemen aynı dakikalarda ulaşıyoruz meydana ve İlker ile buluşuyoruz. Hemen sahile doğru gidiyoruz birlikte. Atatürk’ün 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basışını temsil eden mumyaların yanına doğru gidiyoruz.

İşte o anı yaşatan mumyalanmış askerler… 🙂

Buraya kadar gelen ekibim ile hatıra fotoğrafı çekiliyoruz. Sevgili İlker’de buradan itibaren turumuza dahil oluyor. Sinop’a kadar 4 kişi devam edeceğiz.

Buradan ayrılmadan önce Samsun sahilinden birkaç kare daha çekiyorum…

Buradan sonra ki durağımız ise İlker’in babasının çalıştığı restaurant oluyor. Sahil yolunda yavaş yavaş manzarayı izleyerek gidiyoruz.

Buraya ulaşıyoruz ve kısa bir atıştırma yapıyoruz. Bizler pek aç değiliz ama yinede çay ile birlikte birşeyler yiyebilir durumdayız. İlker’de bizler için simit almış, onları da çıkartıyoruz masaya. Tabi bizim sayımızı çok bildiği için simidi de o denli çok almış. Sinop’a kadar yeriz artık ne yapalım. Karnımız çok aç olmadığı için salata, peynir, çay, simit gibi hafif şeylerle atıştırıyoruz.

İlker’in babasına teşekkür ederek ayrılıyoruz ve yolumuza koyuluyoruz. Atakum sahilinden gidiyoruz ve sahil yolu bitene kadar bu yolu takip ediyoruz. Ardından tekrar anayola çıkıyoruz. Buralarda kamp kuracak yer konusunda yardım istiyoruz İlker’den. Sağ olsun bir yer söylüyor ama saat çok erken olduğu için yola devam etmek istiyoruz.

19 Mayıs’a 15 km yolumuz var. Oraya kadar gitmek istiyoruz, yol üzerinde kamp kuracak yer bulamaz isek, uygun bir yerde de kalmaya razıyız. İstikamet 19 Mayıs, yola devam…

Hızla 19 Mayıs’a kadar gidiyoruz ve yol üzerinde hiç bir yer bulamıyoruz. Merkeze girerek otel, öğretmenevi ya da misafirhane tarzında bir yerler arıyoruz. Ama maalesef bu ilçede konaklamak için hiç bir işletme yokmuş. Ne kadar garip değil mi? Türkiye’nin o kadar taşra noktasını da gezdim ama ilk defa burada böyle birşey ile karşılaşıyorum. Bir ilçe de hiç bi kalacak yer olmaz yaw?

Bu şoku atlattıktan sonra Bafra’ya doğru yine yolumuza devam ediyoruz. Petrol istasyonları ve uygun noktalara bakıyoruz. Gözümüzü kestirdiğimiz ilk yere kampımızı atacağız. İlçeyi çıkalı 5 km olmuştu ki “Kent Ormanı” tabelası dikkatimi çekiyor ve ekipten İlker ile Kadir hemen kamp için izin istemeye gidiyorlar. Ardından bizi çağırıyorlar ve kamp kurabileceğimizi ama çevreyi kirletmeyeceğimizi söylüyorlar. Çevre kirliliği zaten bizimde karşı olduğumuz birşey olduğu için sorun yok.

Hemen kamp kuracağımız alana hareket ediyoruz. 300 metrelik bir tırmanışın ardından alandayız. Bir aile piknik yapıyor, onların dışında ise kimsecikler yok. Aileyi rahatsız etmeden hemen çadırlarımızı kurmaya başlıyoruz. Bu işlem pek uzun sürmüyor ve herşey kısa sürede hazır hale geliyor.

Üst baş değişimi, el yüz yıkaması ve ardından akşam yemeği. Ne yapacağımızı bilmiyoruz, yanımızda ekmeğimiz, simidimiz ve helvamız var. Onlarla karnımızı doyurmak niyetindeyiz. Ki tam bu sırada piknikçi aileden bir tabak dolusu mangalda tavuk geliyor. Hemde ekmeği ile birlikte.

Herkes birbirinin yüzüne bakarken ben çoktan girişiyorum yemeğe. Hep birlikte afiyetle yiyoruz yemeğimizi. Binlerce kez Allah razı olsun bu aileden. Burada da rızkımız varmış demek ki.

Ardından birde çay getirmesinler mi? Bu kadarı bizim için gerçekten lüks. Sağ olsunlar gerçekten çok iyi geldi bu. Yozgatlı abi geliyor masamıza ardından. Çaylarımızı yudumlarken muhabbet ediyoruz ve turumuzdan bahsediyoruz. Bu güzel anlardan sonra aile ayrılıyor ve bizde kamp alanımızı keşfe çıkıyoruz.

Kamp alanımızın keşfinden hatıra fotoğrafları ve alan fotoğrafları… Kadir, ben ve Nesim…

İlker’in tarzanlığı…

İlker, ben ve Kadir…

Sırada benim tarzanlığım… 🙂 Mutluyuz biz ya, gerçekten hemde…

Hava karardıktan sonra canımız tekrar çay çekiyor. Çay demlemek için hemen ateş yakıyoruz. Kamp ateşimiz için herkes seferber oluyor ve çalı çırpı topluyoruz. Artık herşey tamam, güzel bir kamp için hiç birşey eksik kalmadı.

Çayı, şekeri nereden mi bulduk. 🙂 Bu konuda da Kadir’e ayrıca teşekkür ediyoruz. Girişte ki nöbetçi arkadaştan bunları temin edip geliyor.

Bu güzel gece çay eşliğinde muhteşem bir şekilde devam ediyor. İkişer bardak çaylarımızı içtikten sonrada muhabbet devam ediyor. Bu arada hava kapalı ve meteoroloji yağışlı gösteriyor. Diliyoruz gece yağmaz ve sorun yaşamadan geceyi atlatırız…

Gün Toplam Km: 147,62 | Ort. Hız: 21,3 | Max. Hız: 35,9 | Bisiklet Kullanma Süresi: 06:55:04

Tur Toplam Km: 390,44

3.Gün Harita ve Yükselti Tablosu ( Fatsa – 19 Mayıs ); Haritayı büyütmek için lütfen üzerine tıklayınız?

Sevgi ve Saygılarımla?

NOT: Pedalla.com imzası olmayan fotoğraflar Nesim Gözeten?e aittir.

Trabzon – Sinop Bisiklet Turu 3.Gün ( Fatsa – 19 Mayıs )” üzerine 10 düşünce

  • 07 Ağustos 2011, 00:11
    Permalink

    Yine güzel bir gün.. Karadeniz manzarası ve karadenizin en büyük şehri Samsun.. özellikle kamp alanınız güzelmiş. devamını bekliyoruz

  • 07 Ağustos 2011, 00:14
    Permalink

    son fotolarda dizimi hep sarılı demek ağrısı o zaman başlamıştı..:) sanki o anları tekrar yaşıyo gibiyim abi dediğin gibi mutluyuz biz ya……..:)

  • 07 Ağustos 2011, 00:18
    Permalink

    Teşekkürler Ali Muratcım,
    Kamp alanımız günün en güzel olayıydı zaten. 🙂

    Kadircim,
    Şu an dilerim iyisin, ilk uzun soluklu turun olmasına rağmen muhteşem bir performans gösterdin. Bunun farkında ol yeter. O nedenle diz ağrıları da normaldir.
    Sonuç olarak, MUTLU olmak. 🙂

  • 07 Ağustos 2011, 00:23
    Permalink

    evet herşeye rağmen mutlu olmak bize yeter bu… 🙂 performansım konusundada çok farklı oralar insan doğanyı seyrederken kendini unutuyo bilmiyorum ben öyleydim kapılıp gidiyo insan yeni yerler görmek için :)) bide en önemlisi senin gibi bi turcunun arkasından tın tın gidilmez ki ayıp 🙂

  • 07 Ağustos 2011, 10:31
    Permalink

    Sizlerle turlamak süperdi Serkan abi 😀 Daha çooookk turlarda birlikte olacağız inşallah 😀 Özellikle ilk günden bir şey geldi aklıma. Ben kırmızı forma, siz üçünüz mavi takım forması…. 😀 sonradan katıldığım nasıl da belli oluyor di mi? 😀

  • 07 Ağustos 2011, 13:07
    Permalink

    özlüyor insan okuduğu memleketi…kamp alanı güzelmiş…bakalım yarın ne olcak…

  • 07 Ağustos 2011, 15:04
    Permalink

    tebrik ediyorum sizleri; imrenerek takip ediyorum..başarılar…belki birgün bir yerlerde pedallarız.

  • 07 Ağustos 2011, 21:17
    Permalink

    güzel günler be yoldaş. yollarda olmak anı yaşamak çok güzel…

  • 08 Ağustos 2011, 00:10
    Permalink

    Sevgili İlker,
    Turumuzun 3. gününden sonra aramızda olman bize ayrı bir heyecan kattı. Çok teşekkürler katılımın için. Güzel vakit geçirdik…

    Değerli yorumun için teşekkürler Semih Hocam…

    Merhaba Yavuz Abicim,
    Birlikte Kilis’e ve Gaziantep’e pedallamakta çok güzeldi. Dilerim tekrar pedallarız…

    Nesimcim,
    Özlüyorum yaw o günleri… 🙂

  • 14 Ağustos 2011, 16:41
    Permalink

    ya bravo arkadaslar sıze ne guzel yerleri geziyosunuz,ve durmadan devam sureklı:)resımlernıze de bakarak bız avunuyoruz…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.